Page 199 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 199

180                                               5. Yürürlükteki Hukuk Nedir?

                         3.  İkincil doğal hukuk, hukuk sisteminin birincil doğal hukuktan türetilen amaçlarının
                            belirli  toplumsal  koşullarda  en  iyi  şekilde  nasıl  gerçekleştirilebileceğini  gösterir.
                            İkincil doğal hukuk, değişen toplumsal olgusal gerçeklere uyum sağlaması gerektiği
                            için sürekli olarak değişir.
                            Uluslar arasında iyi komşuluk ilişkileri yaratmanın birincil doğal hukuk çerçevesin-
                         deki amacı, nükleer silahlar keşfedilmeden önce, bazen bütünüyle savunmaya yönelik
                         olan ya da Hitler gibi bir tehdidi ortadan kaldırmayı amaçlayan bir savaş yoluyla ger-
                         çekleştirilebilmekteydi. Sonuç olarak, doğal hukuk açısından, haklı savaşlara izin veri-
                         lebiliyordu. Nükleer çağda ise bir savaş artık değerli hiçbir şeye yol açamaz. Bu nedenle
                         haklı savaş doktrininin terk edilmesi gerekir.
                         4.  Kanunlarda,  emsal  kararlarda  vb.  verilen  ve  yaptırımlarla  uygulanan  pozitif hukuk
                            ancak ikincil doğal hukuka uygun olduğunda geçerlidir.



                         5.2.3 Doğal Hukuk Kuramları Üzerine Bazı Eleştirel Düşünceler

                         Doğal hukuk kuramları, diğer şeylerin yanı sıra, bazı ampirik sorunlarla karşı karşıya-
                         dır. Eğer sosyal bilim bize, bu normlara uyarsak etkili bir şekilde herkesin ihtiyaçlarını
                         karşılayabileceğimizi  ve  isteklerini  yerine  getirebileceğimizi  gösterebilseydi,  doğal
                         hukuk normlarını hem makul hem de pozitif hukukun geçerliliği hakkında karar verici
                         olarak hepimizin kabul etmesi gerekirdi. Peki bilim bize böyle kanıtlar veriyor mu? Pek
                         çok eleştirmen, farklı zamanlarda ve toplumlarda yaşayan insanların farklı değerleri ve
                         her  şeyden  önce  farklı  değerler  hiyerarşisi  desteklediğini  iddia  etmektedir.  Herkesçe
                         kabul  edilen,  örneğin  yaşamın  korunması  gibi  hedefler  belirsizdir.  Ayrıca  hedefleri
                         gerçekleştirmek  için  birkaç  alternatif  yol  seçilebilir.  Örneğin  yaşam  daha  verimli  bir
                         sağlık hizmeti geliştirilerek veya suçlarla daha etkin bir şekilde mücadele edilerek ko-
                         runabilir. Böyle bir seçimi gerekçelendirmek için kişinin nihai olarak irade ve duygula-
                         rıyla bağlantılı bir tartma ve dengeleme eylemine ihtiyacı vardır.
                            Şüphesiz hukuk, dolaylı olarak insan doğasıyla bağlantılıdır. İnsan doğası, insanın
                         yaşam  biçimleri  için  sınırlar  yaratır.  Yaşam  biçimleri  ise  kabul  edilebilir  ilk  bakışta
                         ahlaki  nedenleri neyin oluşturabileceğine dair  sınırları belirler. Diğerlerinin yanı  sıra,
                         farazi bir toplumsal sözleşme için bazı rasyonel sınırlar yaratır. Böyle bir sözleşmenin
                         tahayyül  edilebilecek  herhangi  bir  keyfi  içeriğe  sahip  olabileceğini  varsaymak  akla
                         yatkın değildir. İnsan doğası, gerçekte yürürlükteki hukukun rasyonel olarak gerekçe-
                         lendirilebilir içeriği için bazı sınırlar yaratır. Ancak bu sınırların tamamı esnektir. Örne-
                         ğin Rawls’un varsaydığı kadar kesin değildirler (karşılaştırma için: yukarıdaki bölüm
                         2.6.2).  Bu  belirsiz  sınırlardan  karmaşık  bir  doğal  hukuk  sisteminin  içeriğini  çıkarma
                         şansı ise daha da azdır. Bu tür sınırların bulanıklığı, pozitif hukuk ile içeriksel olarak
                         karakterize edilmiş bir “doğal hukuk” sistemi arasındaki karşılıklılık gerekliliğini nere-
                         deyse  içi  boş  hâle  getirmektedir.  Kısacası  doğal  hukuk  kuramları  çok  güçlü  analitik
                         ve/veya ampirik varsayımlarda bulunma eğilimindedir.
                            Pek çok doğal hukuk kuramı türü, pratik ifadelerin kuramsal içeriği hakkında çok
                         güçlü varsayımlarda bulunmaları yönünden, örneğin insan doğası hakkındaki kuramsal
                         önermelerden  pratik  (normatif  veya  değerlendirici)  sonuçlar  türetme  girişimleri  için
   194   195   196   197   198   199   200   201   202   203   204