Page 200 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 200

5.3 Hukuk ve Ahlak - Hukuki Pozitivizm                              181

                         eleştirilebilir. Bu türetme girişimlerinin karşılaştığı ciddi zorluklardan daha önce bah-
                         setmiştik; karşılaştırma için: yukarıdaki bölüm 2.1 ve 2.4.6: Kuramsal önermelerden her
                         yönüyle  düşünülmüş  pratik  ifadelere  geçiş  analitik  olmayıp  makullüğe  dair  bir  yargı
                         gerektirir.
                            Bu sorunlar paradoksal bir durum yaratmaktadır. Doğal hukuk kuramları kesin ol-
                         mayı amaçlasalar da özellikle belirsizdirler. Başka bir anlatımla, Doğal Hukuka yönelik
                         net bir ölçüyü ayrıntılı olarak ortaya koyamazlar. Sonuç olarak “yürürlükteki hukuk”
                         kavramı Doğal Hukuka uygun olduğu şeklinde tanımlanırsa, hukuk sistemi daha belir-
                         siz, daha az değişmez hâle gelir. Bu, yukarıdaki bölüm 5.1’de formüle edilen değişmez-
                         lik ön doğrusuyla çelişmektedir.


                         5.3  Hukuk ve Ahlak - Hukuki Pozitivizm

                         5.3 Hukuk ve Ahlak - Hukuki Pozitivizm
                         5.3.1  Hans Kelsen’in “Saf” Hukuk Kuramı

                         Hukuki Pozitivizm, yürürlükteki hukukun bağlayıcı olduğu, bu çerçevede buna uyulma-
                         sının gerekli olduğu şeklindeki doğal hukuk varsayımını kabul eder. Pozitivistler aynı
                         zamanda  hukuk  ve  ahlak  arasındaki  herhangi  bir  analitik  bağlantıyı  da  reddederler.
                         Hukuk sisteminin tamamen ahlaka aykırı ve yine de geçerli olabileceğini iddia etmekte-
                         dirler. Hukuki bakış açısından sistematik olarak ahlaka aykırı olan bir sistemin normla-
                         rına bile uyulması gereklidir. Sonuç olarak ahlaki bir yükümlülükten farklı olarak, bu
                         “hukuki  gereklilik”  anlamını  açıklamaları  gereklidir.  Hukuk  normlarının  geçerliliği
                         “türevsel” ise (karşılaştırma için: yukarıdaki bölüm 5.1.3) ve ahlaktan türetilemiyorsa o
                         hâlde nereden türetilebilir?
                            Standart pozitivizm, bu soruyu “hukuku uygulayabilen egemen güçten türetilebilir”
                         şeklinde yanıtlamaktadır. Sofistlerden (karşılaştırma için: ör. Dias 1976, 79) ve Ulpia-
                         nus’tan bahsedilebilir: hükümdarın memnuniyeti kanundur (quod principi placuit, legis
                         habet vigorem) (Dig. I,4,1 pr.). Bu bağlantı, Doğal Hukuk çerçevesinde Hobbes tarafın-
                         dan  da  vurgulanmıştır  (karşılaştırma  için:  Olivecrona  1971,  19).  Yine  de  Sistematik
                         Hukuki  Pozitivizm  nispeten  yenidir.  “Pozitif  hukuk  felsefesi”  terimi  ilk  kez  1798’de
                         Gustav Hugo tarafından kullanılmıştır.
                            Kanun, Bentham ve Austin’e göre mutat olarak itaat edilen hükümdarın ceza tehdidiy-
                         le güvence altına alınan emirlerinden oluşur. Bir kural olarak varlığı, hiçbir ahlaki gerek-
                         çelendirme gerektirmez (karşılaştırma için: Olivecrona 1971, 27 ve devamı). Öte yandan
                         geleneksel Alman Hukuki Pozitivizmine göre pozitif hukuk, devletin iradesi vasıtasıyla
                         bağlayıcı bir güce sahiptir. Örneğin Bergbohm, pozitif hukukun maddi kaynağının hukuki
                         bilinçten (Savigny ve Hegel’in etkilenen bir görüş) ve şeklî kaynağının ise devletin irade-
                         sinden oluştuğunu savunmuştur (karşılaştırma için: Olivecrona 1971, 39 ve devamı). Bu-
                         nunla birlikte, bu tür kuramlar başka iki sorunla karşılaşmaktadır. Birincisi, devlet gibi
                         soyut bir varlığın “iradesi” tam olarak tanımlanamaz (karşılaştırma için: Olivecrona 1971,
                         71 ve devamı ve 73 ve devamı). İkincisi, “egemen güç” ve devlet gibi varlıklar hukuki
                         varlıklardır. Öyleyse, devletin ve egemenin bizzat kendisi hukuk tarafından var edilmişse,
                         hukuku nasıl bağlayıcı kılabilir? (karşılaştırma için: Olivecrona 1971, 65 ve devamı).
   195   196   197   198   199   200   201   202   203   204   205