Page 205 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 205

186                                               5. Yürürlükteki Hukuk Nedir?

                            Temel Normu, birincisi hukukçuların neyi yürürlükteki hukuk olarak kabul etme eği-
                         liminde olduklarını belirleyen, ikincisi ise “geçerli” kelimesinin anlamını açıklayan iki
                         öncülden türetilmiş bir sonuç olarak kabul edebiliriz. Aşağıdaki çıkarım düşünülebilir.

                         Hukukçuların  neyi  yürürlükteki   Anayasa, yürürlükteki hukuktur.
                         hukuk olarak kabul etme eğiliminde
                         olduklarını belirten Öncül 1
                         “Geçerli”  kavramının  tanımı  olan   “Geçerli”,  “kişinin  buna  uymak  zorunda  olduğu”  anlamına
                         Öncül 2                    gelir.
                         Sonuç - Temel Norm         Anayasaya uyulması gereklidir.
                         Basitçe söylemek gerekirse: “Biz hukukçular anayasaya uyulmasının gerekli olduğunu
                         düşünme eğiliminde olduğumuz için anayasaya uyulması zorunludur”.
                            Hukukçuların  bu  eğilimi,  “anayasaya  uyulması  gereklidir”  şeklindeki  toplumsal
                         normun varlığıyla özdeş kabul edilebilir. Sonuç olarak Temel Normun, ön varsayıldığı
                         hukuki uygulamada var olduğu söylenebilir; Peczenik 1981, 294.
                            Bu  yorum  kabul  edilirse,  Kelsen’in  görüşleri,  von  Wright’ın  geçerlilik  kuramının
                         özel bir durumu hâline gelir (karşılaştırma için: yukarıdaki bölüm 5.1.3): Anayasanın
                         geçerliliği, başka bir normun geçerliliğine bağlı değildir. Geçerliliği, başka bir normun
                         varlığına, “anayasaya uyulması gereklidir” şeklindeki toplumsal norma bağlıdır.
                            Yine de bu toplumsal normun varlığının, anayasanın hukuki geçerliliğiyle ilgili tü-
                         retme yapmak için yeterli olduğu reddedilebilir. Kişi şu soruyu sorabilir: Elbette hukuk-
                         çular anayasaya uyulmasının gerekli olduğunu düşünmektedirler ancak gerçekten uyul-
                         ması gerekli mudur? Bağlamsal olarak yeterli hukuki muhakeme çerçevesinde, gerçek-
                         ten uyulmasının gerekli olup olmadığı sorusu anlamsızdır çünkü anayasaya uyulmasının
                         gerekli olduğu doğru kabul edilmektedir. Ancak hukuki muhakemenin derin gerekçe-
                         lendirmesi çerçevesinde soru hayati öneme sahiptir.
                            Buna, örneğin pozitif hukukun yalnızca içeriği doğal hukuka karşılık geliyorsa ge-
                         çerli olduğu söylenerek yanıt verilebilir. Kanaatimce daha iyi bir yanıt şudur: Anayasa
                         hukuk düzeninin tutarlılığı için gerekli koşul olduğundan anayasaya uyulması gerekli-
                         dir. Tutarlı bir hukuk düzeninin olmadığı bir toplumda kaos meydana gelir. Kaos, düze-
                         nin aşırı derecede ahlaka aykırı olmaması koşuluyla düzenden ahlaki olarak daha kötü-
                         dür; bkz. aşağıdaki bölüm 5.8.2.
                            Kelsen, hukukun derin gerekçelendirilmesi sorununu çözmemiştir. Sadece sorunun
                         hukuki olmadığını vurgulamıştır.
                            Ayrıca  Kelsen,  ahlakın  hukukun  içeriğini,  yorumlamasını  ve  etkinliğini  nedensel
                         olarak etkilediğini kabul etmesine rağmen ahlaki yargıların, saf hukuk kuramının sınır-
                         larını aştığını düşünmektedir. Sonuç olarak hukukun değerlendirici yorumu, “saf” hu-
                         kuk kuramcı olan birisi için ilgi çekici olmamıştır. Böylelikle pratik hukukçular herhan-
                         gi bir kuramsal yardım almaksızın bu tür sorunlarla başa çıkma konusunda yalnız bıra-
                         kılmışlardır. Bu tür bir ilgisizliğin, hukuki yorumlamada daha düşük düzeyde bir rasyo-
                         nelliğe yol açacağı ve böylece yukarıda bölüm 5.1.1’de ifade edilen rasyonellik ön doğ-
                         rusu ile çelişki ortaya çıkaracağı hipotezi akla yatkındır. Bu durum, çelişkili biçimde
                         hukukun değişmezlik düzeyinin azalmasına da neden olabilir. Saf hukuk kuramı, yasa-
                         ma sürecinde irade ve iradenin rolünü vurguladığından, Kelsenci bir yasa koyucu kara-
   200   201   202   203   204   205   206   207   208   209   210