Page 204 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 204

5.3 Hukuk ve Ahlak - Hukuki Pozitivizm                              185

                            Tepe  norm,  hukuken  öngörülen  bir  şekilde  ortaya  çıkmadığı  için  hukuken  geçerli
                         değildir.  Yalnızca  yürürlükteki  hukukla  ilgili  hukuki  muhakemeye  katılan  kişilerce
                         kavramsal olarak ön  varsayılmaktadır.  Karşılaştırma  için:  Kelsen  1945,  116:  Temel
                         Norm, “hukuki materyalin herhangi bir pozitivist yorumunun gerekli ön varsayımıdır”
                         (italik vurgu bana aittir). Karşılaştırma için: Kelsen 1960, 209. Karşılaştırma için: Wal-
                         ter 1968, 339: Saf hukuk kuramı, hukuk tarihi veya hukuk siyaseti kuramı değil hukuk
                         öğretileri kuramıdır.
                            Kelsen, Temel Normu her zaman bir ön varsayım olarak görmüştür. Ancak bunu ba-
                         zen varsayımsal olarak da adlandırmıştır; karşılaştırma için: Kelsen 1934, 66 ve devamı.
                         Bu yorum, örneğin Lachmayer’e (1977, 207) ve Marcic’e (1963, 69 ve devamı) ilham
                         vermiştir.  Ancak  bu  “varsayım”ın  yanlışlanabilir  olup  olmadığından  şüphe  edilebilir.
                         Karşılaştırma için: Verdross 1930, 1308 ve Walter 1968, 339. Ayrıca “Bazen iki alter-
                         natif bilimsel varsayım, söz konusu görüngüyü açıklamaya eşit derecede uygun olabilir.
                         Ancak alternatif Temel Norma yer yoktur”; Dias 1976, 499-500.
                            Kelsen, 1962’den sonra Temel Normu, bu normu yaratan farazi bir irade eylemi-
                         ni ön varsayan farazi bir norm olarak görmüştür; karşılaştırma için: Kelsen 1964,
                         1977 ve 1979, 206-7. Karşılaştırma için: Olivecrona 1971, 114. Bu belki de Vaihin-
                         ger’in (karşılaştırma için: 1922, 24) bir etkisiydi veya Hukuki Realizm ile bir uz-
                         laşmaydı;  karşılaştırma  için:  Hägerström  1953,  277:  Temel  Norm “sadece  havada
                         asılı durmaktadır”.
                            Ne bir varsayım fikri ne de bir kurgu fikri Kelsen’in ana kuramı üzerinde yapılan iyi-
                         leştirmeler olarak kabul edilemez.
                            Hepimiz anayasanın yürürlükteki hukuk olduğunu düşünürüz. Anayasanın yürür-
                         lükteki hukuk olduğu ciddi bir şekilde iddia ediliyorsa anayasaya uyulmasının ge-
                         rekli olduğu da kastedilmiş olur. Buradan hareketle bir hukuk kuramcısı şu sonuca
                         varmıştır: “Hukuk insanların uymakla yükümlü olmadığı bir şey hâline gelirse hu-
                         kuk olma özelliğini kaybedecektir” (Marantz 1979). “Anayasa yürürlükteki hukuk-
                         tur” ifadesi, “Anayasaya uyulması gereklidir” ifadesiyle eş değer olarak tanımlana-
                         bilir. Dolayısıyla hepimizin anayasayı geçerli olarak adlandırdığımız gerçeği, ana-
                         yasaya uyulmasının gerekli olduğunu ön varsaydığımız, doğru kabul ettiğimiz an-
                         lamına gelir. Temel Norm da aynen bunu söylemekte, anayasaya uyulmasının ge-
                         rekli olduğunu ifade etmektedir.
                            Dolayısıyla Temel Normun yürürlükteki hukukla ilgili hukuki muhakemeye katılan
                         herkes  tarafından  kavramsal  olarak  ön  varsayıldığı  konusunda,  Kelsen  ile  hemfikir
                         olunabilir. Ancak Kelsen’e göre temel norm, aynı zamanda hukuki geçerlilik için bir
                         “temel”  de  oluşturmaktadır.  “Belirli  bir  hukuk  düzenine  ait  olan  bir  hukuki  normun
                         temeli sorulduğunda, yanıt ancak bu hukuk düzeninin Temel Normuna yapılan bir atıf-
                         ta, başka bir deyişle bu normun Temel Norma uygun olarak yürürlüğe konulduğu ifade-
                         sinde olabilir” (Kelsen 1960, 202).
                            Kelsen, bu şekilde hem doğal hukukun “Hukuk neden bağlayıcıdır?” sorusunu yanıt-
                         lamayı hem de hukuk ile ahlak arasındaki herhangi bir analitik bağlantıyı reddetmeyi
                         başarmıştır.
                            Peki, salt bir ön varsayım, hukuki geçerlilik için nasıl bir temel oluşturabilir?
   199   200   201   202   203   204   205   206   207   208   209