Page 209 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 209

190                                               5. Yürürlükteki Hukuk Nedir?

                         2.  Bu olgusal gerçek, hukukun ahlaki açıdan sorgulanma olasılığını dışlamaz. Yürür-
                            lükteki hukuka karşı eleştirel bir tutum aşağıdaki şekillerde ifade edilebilir.
                            a)  Belirli bir hukuki kararı, hukuk sisteminin bir bütün olarak ahlaki açıdan kabul
                              edilebilir olduğunu inkâr etmeksizin eleştirmek mümkündür. Böylelikle, bir bü-
                              tün olarak İsveç hukukunun oldukça iyi olduğundan şüphe duymadan İsveç vergi
                              kanunları eleştirilebilir.
                            b)  Ayrıca çok sayıda hukuki norm eleştirilebilir ve itiraza açık olmakla birlikte tüm
                              hukuk düzeninin geçerli olduğu sonucuna varılabilir. Bu şekilde, Güney Afrika
                              ya  da  Sovyet  hukukunu  hukuki  geçerliliğine  ilişkin  şüpheleri  dile  getirmeden
                              eleştirebiliriz.

                            c)  Son olarak, hukuk sistemini bir bütün olarak özellikle sert şekilde eleştirebilir ve
                              bu bağlamda aşırı ve geniş ölçüde ahlaka aykırı olarak nitelendirebiliriz. İlk ola-
                              rak, örneğin Hitler’in veya Pol Pot’un “hukukuna” yönelik böylesine aşırı dere-
                              cede sert bir eleştiri, bunların geçerliliğinin reddedilmesine yol açabilir.
                            Hart’ın kuramı, Kelsen’in başka bir sorun olan yargısal takdire ilişkin görüşleriyle de
                         benzerlik göstermektedir. Çıkış noktası, hukukun belirsiz olması, “açık metinli” olması-
                         dır.
                            “Davranış  standartlarının  aktarılması  için  hangi  araç,  emsal  karar  veya  mevzuat
                         seçilirse seçilsin, bunlar çok sayıda olağan davada ne kadar sorunsuz bir şekilde işe
                         yaramış olursa olsun, uygulanmalarının söz konusu olduğu bir noktada kararsız kala-
                         caklar; açık metinlilik olarak adlandırılan duruma sahip olacaklardır [...] İngilizce gibi
                         doğal diller bu şekilde kullanıldığında, indirgenemez şekilde açık metinlidirler” (Hart
                         1961, 124-125).
                            Bu belirsizlik, dilin tartışılan özellikleri ve hukukun işlevleri olmak üzere iki etkenin
                         sonucudur.
                            “Aslında tüm sistemler iki toplumsal ihtiyaç arasında uzlaşma sağlar: çok geniş bir
                         davranış alanını kapsayacak şekilde, her an resmî rehberlik olmaksızın veya toplumsal
                         konuları  tartmaksızın  özel  şahısların  kendilerine  güvenli  bir  şekilde  uygulayabileceği
                         belirli kurallara duyulan ihtiyaç ve yalnızca somut bir davada ortaya çıktıklarında ge-
                         rektiği  gibi  değerlendirilebilecek  ve  karara  bağlanabilecek  konuların  müteakip  olarak
                         bilinçli  ve  resmî  bir  seçimle  çözüme  kavuşturulmak  üzere  açık  bırakılması  ihtiyacı.”
                         (Hart 1961, 127).
                            Hukukun belirsizliği, yargısal takdiri gerekli kılmaktadır.
                            “Hukukun açık metinliliği, mahkemelere bir hukuk oluşturma gücü verir. Mahkeme-
                         lerin verdikleri tüm kararlar [...] mevzuatla değiştirilene kadar geçerlidir ve mahkemeler
                         bu  mevzuatı  yorumlanmasında  yine  aynı  otoriter  son  söze  sahip  olacaklardır”  (Hart
                         1961, 141).
                            Bu  bağlamda  Dworkin’in  “güçlü”  yargısal  takdir  fikrini  reddettiği  fark  edilebilir.
                         Hukuk dilinin belirsizliğini kabul etmekle birlikte, çıkarılan yasayla bağlı mükemmel
                         bir hâkimin, ahlaki yargısıyla birlikte hukuk ilkeleri ışığında bu kanunu yorumlayabile-
                         ceği ve böylece tüm hukuki sorulara tek doğru yanıtı bulabileceği konusunda ısrar et-
                         mektedir.  Kanun,  ilkelerle  birlikte  hâkime  kesin  bir  yönlendirme  sağlamaktadır.  Bu
   204   205   206   207   208   209   210   211   212   213   214