Page 213 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 213

194                                               5. Yürürlükteki Hukuk Nedir?

                            menschlussystem) olarak adlandırmaktadır (karşılaştırma için: Weinberger 1971, 399
                            ve devamı ile 423 ve devamı). Her insan, belki de nedensel olarak diğer insanlardan
                            etkilenen, kendi üstün sistemine sahiptir.
                            Böyle bir üstün  sistemin,  rakip konumdaki  normatif  sistemler  tarafından belirtilen
                         buyrukların  tartılması  ve  dengelenmesini  düzenlemesi  gerektiğini  eklemek  istiyorum.
                         Süper  sistemin  kişisel,  “özel”  karakteri,  nihai  tartma  eyleminin  duyguları  ve  iradeyi
                         içermesi gerçeğiyle açıklanabilir; karşılaştırma için: yukarıdaki bölüm 2.4.5.
                         3.  Yine  de  hukuk  kavramının  belirsizliğinin,  kavramın  farklı  şekilde  tanımlanmasına
                            izin verdiği gerçeğini kabul ederler. Pozitivist, yani değer yargısından bağımsız bir
                            hukuk tanımının seçilmesine gerekçe oluşturabilecek, değerlendirici “altta yatan ne-
                            denler” olabilir (MacCormick 1978, 138).
                            Hart’ın yukarıda bahsi geçen Hukuki Pozitivizm gerekçesine başvurarak bu konuya
                         bir örnek vermek istiyorum. Hart’a göre hukukun değer yargısından bağımsız tanımı,
                         bir hukuki pozitivistin hukuku ahlaki açıdan eleştirmesini kolaylaştırır. Böyle bir eleştiri
                         değerli olduğu için Hukuki Pozitivizmin tercih edilmesi gereklidir; karşılaştırma için:
                         yukarıdaki bölüm 5.3.2.
                            Weinberger tarafından ileri sürülen aşağıdaki tezler, diğerlerinin yanı sıra, bir kişinin
                         kendisini hukuki pozitivist olarak görmesinde belirleyici olan nedenleri oluşturur: (1)
                         Hukuk, toplumsal bir olgusal gerçektir ve içeriği, toplumsal yapıların ve insan iradesi-
                         nin bir ürünüdür. (2) İçeriği belirleyen pratik bir neden yoktur. (3) Hukuk, kavramsal
                         olarak  ahlaktan  bağımsızdır  (karşılaştırma  için:  Weinberger’in  yazdığı  giriş  bölümü,
                         MacCormick ve Weinberger 1985, 49 ve devamı). (4) “Olan” ve “gerekli olan” arasında
                         bir köprü yoktur. Bu nedenle kurumsal pozitivistler, Searle’ün böyle bir köprünün var-
                         lığına yönelik kuramını reddederler (karşılaştırma için: a.g.e. 22 ve devamı).
                            MacCormick  ve  Weinberger,  hukuk  öğretileri  ve  yargısal  uygulamalardaki  muha-
                         keme ile ilgili olarak önceden var olan hukuka ilişkin tanımlayıcı (kuramsal) bilgi ile
                         hukuku  daha  ahlaki,  daha  rasyonel  vb.  hâle  getirmeye  yönelik  değerlendirici  (pratik)
                         faaliyet arasındaki iyi bilinen ayrımı kabul ederler. Ancak buna rağmen, “Pratik muha-
                         kemenin, pratik sorunlar üzerine rasyonel şekilde düşünme ile nasıl davranılacağına dair
                         kişisel ve kişiler arası sorunların çözümünde tutum ve değerlerin rasyonel şekilde uygu-
                         lanmasının mümkün olduğuna inanırlar [...] (M)uhakeme yönlendirir ve kısıtlar ancak
                         haklı  veya  gerekçelendirilmiş  olarak  kabul  edilebilecek  eylemler  yelpazesini  eksiksiz
                         bir şekilde belirlemez.” (MacCormick’in yazdığı giriş bölümü, MacCormick ve Wein-
                         berger 1986, 8-9). Hukukta pratik muhakemenin keyfiliğini sınırlayan rasyonel unsur,
                         diğerlerinin  yanı  sıra  kuramsal  önermeler  ve  pozitif  hukuki  normlar  da  dâhil  olmak
                         üzere öncül dizilerinden mantıksal sonuçlar çıkarma imkânını içerir. Bu rasyonel bile-
                         şen,  zengin  bir  sonuçlar  dizisi  için  yeterlidir  çünkü  hukuk  yalnızca  yasalardan  değil,
                         aynı zamanda yazılı olmayan ilkelerden ve hedeflerin sistemlerinden de oluşan kapsam-
                         lı bir içeriğe sahiptir. Genel ilkelerin bu şekilde hukuk kurallarını tutarlı hâle getirerek
                         kişinin bunları anlamasına ve açıklamasına yardımcı olacağını savunan MacCormick’in
                         tutarlılık gerekliliği (MacCormick 1984, 235 ve devamı) kabul edilirse, sonuçlar dizisi
                         daha da zenginleşecektir. Kısacası, MacCormick ve Weinberger kendilerini “bilişselci
                         olmayan rasyonalistler” olarak adlandırabilirler (MacCormick’in yazdığı giriş bölümü,
                         MacCormick ve Weinberger 1986, 8-9).
   208   209   210   211   212   213   214   215   216   217   218