Page 270 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 270
5.9 Tüm Hukuki Soruların Tek Doğru Yanıtı? 251
Ancak bu kuram da eleştiriye açıktır. Daha önce de belirtildiği üzere, hâkim yürür-
lükteki hukuku yorumlarken, bazıları haklarla ilgili olan birçok soruyla karşı karşıya
kalmaktadır. Ancak hakları ele alırken dahi, tarafların hâlihazırda hangi haklara sa-
hip olduğu sorusuyla her zaman ilgilenmez. Şüphesiz hâkimin, hukukun kaynakları-
nı, toplumsal olarak yerleşik ahlaki normları, geleneksel hukuki muhakeme normla-
rını ve önceden var olan diğer etmenleri dikkate alması gereklidir. Ancak aynı za-
manda, bu etmenleri uzlaştırması (uyumlaştırması) da gerekir. Dolayısıyla bir tartma
ve dengeleme eylemi gerçekleştirmelidir.
Bu tartma eylemi, önceden var olan hakları, görevleri vb. bilişsel olarak belirlemek
için uygun bir araç mıdır? Ya da bazı durumlarda, söz konusu hak vb. daha önceden var
olmayıp yorumlama anında ortaya çıkmış olabilir mi? Bu soruya daha sonra döneceğim.
Dworkin’in kuramının işaret ettiği bir diğer sorun da şudur. Kuram, bir hukuki süre-
ce katılan insanlarca varsayılan şeylerin, anlamlı bir şekilde inkâr edilemeyeceğine
işaret etmektedir. Bazı hakların ve bu hakları icra etmeye yönelik hukuki yükümlülü-
ğün, bu hakların varlığını tanıyan yargı kararı verilmeden önce de hâlihazırda mevcut
olduğunu iddia etmektedirler. Dolayısıyla bu haklar, karardan önce vardılar.
Diğer taraftan, kanaatimce, bir yargı sürecinin tüm katılımcıları, “mahkeme”, “da-
va” vb. sözcüklerin anlamını anlamaları koşuluyla, bu yargı sürecinin amacının kimin
haklı olduğu sorusuna yanıt bulmak olduğunu kabul etmelidirler. Ancak “haklı ol-
mak” ile “hak sahibi olmak” aynı şey değildir. Bu bağlamda, “haklı olmak”, ilgili
hukuk normlarını doğru yorumlamak anlamına gelir. Normlardan bazıları hakları
öngörürken, bazıları öngörmez. Bazıları ilke, diğerleri ise kuraldır. Bazıları davranış
normları, diğerleri ise (ör. birine belirli bir yasal işlemi gerçekleştirme yetkisi veya
yetkinliği veren) vasıflandırma normlarıdır. Bazıları önceden vardır, bazıları ise sü-
rekli olarak yaratılmaktadır.
Bir hukuk kuramcısının, bir yargı sürecine katılan kişilerin görüşlerini (bu kişiler da-
va konusunun daima önceden var olan hakların tesis edilmesi olduğunu varsaymış olsa-
lar dahi) paylaşmak zorunda olduğu da kesin değildir. Elbette, bir hukuki süreç gibi
kesin bir uygulamaya katılırken, herkesin iddiasını çürütmek zordur; karşılaştırma için:
yaşam biçimi ile ilgili olarak yukarıdaki bölüm 4.4.6. Ancak bu tür iddialar, dünya
görüşümüz (Weltaschauung) çerçevesinde ve “önceden var olmak” ifadesinin ne anla-
ma geldiği sorusuyla ilgili olarak öne sürülen diğer bazı yaygın varsayımlarla çelişebi-
lir. Dünya görüşümüz bilimsel düşüncenin hâkimiyeti altında olduğu için şimdiye kadar
hiç kimse tarafından formüle edilmemiş olan, haklar gibi tarifi zor unsurların varlığını
kabul etme eğiliminde olmayız. Bu tür varsayımlar, kişiyi önceden var olan haklara olan
naif inancını gözden geçirmeye zorlayabilir.
5.9.3 Doğru Yanıt Tezi
Dworkin’in kuramındaki bir diğer önemli tez de hukukun bu konuyla ilgili ne dediği
sorusunun her zaman veya hemen hemen her zaman tek bir doğru yanıtı olduğudur.
Dworkin, aşağıdaki kuramdan yola çıkar. Dworkin’e göre, hâkim, “yapıcı modeli”
uygulamalıdır; şöyle ki, emsal kararları, “daha önceden var olanla uyum sağlamaya