Page 50 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 50

1.4 Hukukçular Neden Özel Yorumlama Yöntemlerine İhtiyaç Duyarlar?   31

                         venlik  olmak  üzere  demokrasinin  diğer  ölçütleri,  ortak  çıkarların  rolüne  ilişkin  bazı
                         sınırlar belirler. Kanun önünde eşitlik (karşılaştırma için: “evrenselleştirilebilirlik” hak-
                         kındaki  aşağıdaki  bölüm  2.5.2  ve  4.1.4),  aynı  zamanda  hukuki  karar  alma  sürecinin
                         belirli sosyal grupların çıkarlarına göre uyarlanmasını da ortadan kaldırır. Öte yandan,
                         tarafların çıkarları, özel bir konuma sahiptir. Herhangi bir vatandaş hukuki bir uyuşmaz-
                         lığa dâhil olabilir. Bu kişinin hukuki güvenliği, çıkarlarına mahkemenin saygı göstere-
                         ceğine güvenebileceği olgusu ile desteklenmektedir.
                         2.  Çoğunluk Kuralı. Mutlak monarşi düzenindeki bir hükümdar dahi halkın çıkarlarını
                            dikkate alabilir. Bununla birlikte, demokratik bir devlet yurttaşların yalnızca çıkarla-
                            rına değil iradesine de saygı duyar.
                            Çoğunluk kuralı, diğerlerinin yanı sıra aşağıdaki şekilde gerekçelendirilebilir.
                            a.  Genellikle ahlakın özü olarak kabul edilen, insan tercihlerinin yaklaşık olarak he-
                              saba katılmasıdır. Hangi eylemlerin ahlaki açıdan iyi olduğuna karar vermek için
                              hem  belirli  tercihlere  sahip  kişilerin  sayısına  hem  de  tercihlerin  gücüne  dikkat
                              edilmesi gerekmektedir (aşağıdaki bölüm 2.5.2 ile karşılaştırın).
                            b.  Ayrıca çoğunluk kuralı, örneğin özgürlük ve eşitlik gibi insanların genellikle say-
                              gı duyduğu bazı değerleri teşvik etmesiyle gerekçelendirilebilir. Ayrıca bkz. Kel-
                              sen 1929, 3. Taxell (1987, 32 ve devamı) güvenlikten de bahseder.
                            Dolayısıyla  çoğunluk  kuralı,  genel  bir  seçimin  özgür  olduğunu  varsayar  ve  “bir
                         adam bir oy” şeklindeki eşitlikçi ilkeye yaklaşır (karşılaştırma için: örneğin Regerings-
                         formen’in  (Yönetim  Şekli)  1.  kısmının  1.  maddesinin  2.  fıkrası  ile  karşılaştırın].  Öte
                         yandan, vatandaşların siyasete eşit katılımı veya ekonomik eşitliği anlamına gelmez.
                            c.  Çoğunluk kuralını gerekçelendirmenin üçüncü yolu ise aşağıdaki gibidir. Siyasi
                              görüşler birbiriyle  rekabet  hâlindedir ve hangisinin doğru olduğunu kanıtlamak
                              pratikte  imkânsız  olabilir.  Bu  durumda,  çoğunluk  kararı,  barışçıl bir  çözüme
                              ulaşmak için iyi bir araçtır. (Dolayısıyla Kelsen’e (1929, 101) göre demokrasi,
                              değer göreciliğinin bir sonucudur; gerçi, bir nesnelci aynı zamanda bir demokrat
                              da olabilir).
                            Çoğunluk kuralı ile çıkarların siyasi temsili arasındaki ilişki, zor sorunlar ortaya çı-
                         karmaktadır.  Temsilcilerin  vatandaşların  çıkarlarını  fiilen  koruduğu  kati  değildir.  Bu
                         temsilciler sınırlı bilgiye sahiptir ve parti liderlerini takip etmek ve diğer bazı konularda
                         da ihtiyatlı olmak vb. durumundadırlar. Ancak temsilcilerin uygulamaları seçmenlerin
                         çıkarlarını ne düzeyde yansıtırsa, devlet teşkilatı da o kadar demokratik olur.
                            Çoğunluk kuralının tam olarak yerine getirilmesi; açık mevzuat hükümlerinin lafzıy-
                         la  yorumlanması  ve  genel  hükümlerin  ve  diğer  muğlak  kuralların,  yasa  koyucuların
                         hazırlık  belgelerinde  verdiği  talimatlara  göre  yorumlanması  anlamına  gelir.  Bununla
                         birlikte, demokratik bir devlette, çoğunluk kuralı karar alma sürecini tamamen hâkimi-
                         yeti altına almamalıdır. Bunun yerine bir uyum bulunmalı, kanunun lafzı ile (diğerleri-
                         nin  yanı  sıra)  haklar,  hukuki  güvenlik  ve  kuvvetler  ayrılığına  ilişkin  ahlaki  hususlar
                         arasında  makul  bir  uzlaşmaya  varılmalıdır.  Diğerlerinin  yanı  sıra,  Fransız  devriminin
                         tarihi gibi birçok örnek, demokratik olarak seçilmiş bir yasama meclisinin sınırsız güce
                         sahip olmasının baskıyı önlemediğini göstermektedir.
   45   46   47   48   49   50   51   52   53   54   55