Page 61 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 61
42 2. Ahlaki Yargıların Rasyonelliği
Öte yandan, duygular ne doğru ne de yanlıştırlar, sadece vardırlar.
Aşağıdaki hikâyede, bu zorluklardan bazıları ayrıntılı olarak açıklanmaktadır: Birçok
ülkede kirlilik, ormanlara ciddi zarar vermiştir. Kirliliğin endüstriyel gelişmenin kaçı-
nılmaz bir sonucu olduğunu ve endüstriyel gelişmenin de maddi anlamda yüksek bir
yaşam standardına ulaşmanın zorunlu bir koşulu olduğunu varsayalım. Yüksek yaşam
standardını savunan A ile çevreci B’nin tartıştığını düşünelim. Elbette, bu iki kişi, olgu-
sal gerçeklerle ilgili farklı düşüncelere sahip olabilir. A, örneğin kirliliği artırmadan
endüstriyel verimin artırılabileceğini söyleyebilir. B, endüstriyel büyüme olmadan yük-
sek yaşam standardına ulaşmanın mümkün olduğunu iddia edebilir. Ancak olgusal ger-
çekler konusunda anlaşsalar bile tartışma devam edebilir. Genellikle hangisinin (yaşam
standardının yükseltilmesinin mi yoksa temiz havanın korunmasının mı) daha iyi oldu-
ğuna karar verilmesi gerekmektedir. Soru ne A’nın ne de B’nin duyguları ile ilgili de-
ğildir. Bu duygular nettir. A yaşam standardının yükseltilmesini çevrenin korunmasın-
dan daha çok sevmekte, B ise çevrenin korunmasını yaşam standardının yükseltilmesin-
den daha çok sevmektedir. Bunun yerine, tartışma kimin haklı olduğu sorusuyla ilgili-
dir. Bu durumda çevrenin korunması yaşam standardının yükseltilmesinden daha önem-
li midir, değil midir? Soru pratik olarak önemlidir ve tartışmadaki her iki katılımcı da
sorunun çözüme kavuşturulabileceğini iddia etmektedir.
Elbette, ılımlı düzeyde bilişselci olmayan bir kişi, A ve B tarafları arasındaki tartış-
mayı, rakibin uyumsuz değer ifadelerine destek verdiğini göstermeye yönelik karşılıklı
girişimler olarak görebilir. Öyleyse ne fark eder? Kişi bilişselci değilse, değer ifadeleri-
nin yalnızca duyguları açıkladığını ve bunların “karışık” olabileceğini söylemelidir
(yukarıya bakınız). Ayrıca hem A’nın hem de B’nin farklı değer sistemleri mantıksal
olarak uyumluysa, tartışma burada bitmelidir. Bilişselci olmayan kişiler haklıysa, hangi
sistemin daha iyi olduğu gösterilmeye çalışılamaz.
Ahlaki kuramdaki bilişselci olmayan ile epistemolojideki şüphecilik arasında ilginç bir
benzerlik vardır. Bilişselci olmayan bir kişi, hiçbir değer bilgisinin var olamayacağını
savunur. Bir şüpheci, hiçbir bilginin var olamayacağı sonucuna varmak için felsefi
nedenler sunar. Objektif realite, insanlar için erişilebilir değildir. Bilgimiz gözlemlere
dayanmaktadır; ancak bunlar, örneğin optik yanılsamalar sonucunda hatalı olabilmekte-
dir. Kötü bir iblis hepimizi sürekli aldatıyor olsaydı, bunu bilemezdik. Şüphecilik yan-
lışlanamaz, ancak normal bir hayat yaşamak için şüpheciliğin görmezden gelinmesi
gerekir.
2.2 Pratik İfadelerin Pratik ve Kuramsal Anlamı
2.2 Pratik İfadelerin Pratik ve Kuramsal Anlamı
2.2.1 Pratik Anlam
Şimdi, bazı bilişselci ve bilişselci olmayan anlayışları birleştirmeye çalışan başka bir
kuram sunacağım. Bu kuram, sadece ahlaki ifadelerle ilgilenmektedir, ancak belki diğer
pratik ifade türlerini de kapsayacak şekilde genişletilebilir.
Pratik bir ifade/norm belirleyen ifade veya bir değer ifadesi, her şeyden önce pratik
bir anlama sahiptir.