Page 63 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 63
44 2. Ahlaki Yargıların Rasyonelliği
c. Norm belirleyen bir ifadenin dile getirilmesi veya onaylanması, genellikle bazı in-
sanların, iradesi bu ifadeye karşılık gelen bir kişiyi akıllarına getirmelerine neden
olur. Bir şey zorunlu ise bunu “birinin” istediğini, bir şey yasak ise bunu “birinin” is-
temediğini düşünürler. İnsanlar, düşündükleri iradenin kime ait olduğunu söyleyebil-
seler de söyleyemeseler de durum böyledir.
Dolayısıyla norm belirleyen bir ifade, özellikle de hukuki bir ifade ise bağımsız bir zorun-
luluğu anlatıyor olabilir. Bunun anlamı, kişinin bu ifade ile kimin iradesinin açıklandığını
söyleyebilmesine veya söyleyememesine bakılmaksızın, bunu bir emirmiş gibi anlaması-
dır. Bu emrin kime yönelik olduğunu bilmek de şart değildir. Öte yandan, gerçek bir emir
ancak belirli bir kişi bir şeyi isterse ve bir başkasına bunu yapmasını söylerse var olur
(karşılaştırma için: Olivecrona 1939, 42 ve devamı ile 1971, 128 ve devamı).
d. Dolayısıyla kişi aklına bir irade getirmezse, örneğin bir yükümlülüğü dayatan norm
belirleyen bir ifadenin anlamı, o kişinin tam olarak anlayamayacağı bir ifadedir. Bu
olgu, birçok düşünürce (hatalı bir şekilde) normların neden irade eylemlerinin an-
lamları olarak anlaşıldığını açıklar (karşılaştırma için: ör. Kelsen 1960, 4 ve devamı).
Genel olarak ifade etmek gerekirse, norm ile bu normu takip eden kişinin iradesine
ait fikir arasında bir bağlantı vardır. Bir normun anlamı, Latince “ut” kelimesine (“...
olsun”; Opalek 1973, 222 ve 1974, 49 ve devamı; karşılaştırma için: cümlenin kipine
göre değişen kısmı ile ilgili olarak, Hare 1952, 17 ve devamı) karşılık gelen bir bile-
şen içerir. Bu bileşen, “A, H’yi yapmalı” normunu, H eylemini gerçekleştirmek için
bir neden hâline getirir ve bir eylemi gerçekleştirmek için bir saik, bir eylemde bu-
lunma iradesi gereklidir. Ancak bu, normu yasalaştıran kişinin iradesi değil, sadece
ona itaat eden kişinin iradesidir.
Karşılaştırma için: Harris 1979, 39: “Tüm normların irade eylemlerinin anlamları oldu-
ğu (...) fikri, gerçek istekliliklerle ilgili herhangi bir varsayımla ilgili olduğu şeklinde
değil, yalnızca normların kapsamına girdiği mantıksal kategoriyle ilgili olduğu şeklinde
anlaşıldığı sürece kabul edilebilir.”
Yalnızca yürürlüğe konulmuş kanunlar gibi toplumsal olarak yerleşik normlarla ilgili
olarak, norm ile bu normu yaratan kişinin iradesi arasında başka bir bağlantı olduğu
varsayılır. Zorunlu bir eylem, “bir kişinin” yapılmasını istediği eylemdir; ancak toplum-
sal olarak yerleşik normu anlamak için bu normla iradesi açıklanmak istenen kişi hak-
kında kesin bir fikre sahip olunması gerekmez.
2.2.3 Pratik İfadelerin Kuramsal Anlamı: Gerekçelendirilebilirlik
Pratik ifadelerin tümünün değilse de çoğunun anlamının bir diğer önemli özelliği, bun-
ların gerekçelendirilebilmeleridir. Gerekçelendirilebilirlik, pratik ifadelerin kuramsal
anlamının önemli bir bileşenidir (karşılaştırma için: ör. Alexy 1989, 127; karşılaştırma
için: Popper 1966, 384-5).
Aşağıdaki sınıflandırma düşünülebilir:
1. Bazı değer ifadeleri, gerekçelendirilebilir niteliktedir. Bunları gerekçelerle destekle-
mek mümkündür. Örneğin aşağıdaki konuşma anlam ifade etmektedir: “-Bu resim
çok güzel! -Neden? -Çünkü bir hareket izlenimi veriyor ve yine de çok uyumlu”.