Page 67 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 67
48 2. Ahlaki Yargıların Rasyonelliği
6. Kişi, cesaret göstermelidir.
Sonuç olarak, ilkelerin yerine getirilmesiyle ilgili bir dizi kuramsal önerme düşünülebi-
lir; örneğin:
1. A kişisi, diğer insanlara zarar vermez.
2. A kişisi, diğer insanlara yardım eder.
………
6. A kişisi, cesaret gösterir.
Ayrıca aşağıdakine benzer ifadeler anlamlıdır:
1. A, ahlaki olarak iyi bir insandır, çünkü diğer insanları yaralamama eğilimi vardır.
2. A, ahlaki olarak iyi bir insandır, çünkü diğer insanlara yardım etme eğilimi vardır.
3. A, ahlaki olarak iyi bir insandır, çünkü verimli bir şekilde çalışma eğilimi vardır.
4. A, ahlaki olarak iyi bir insandır, çünkü doğruyu söyleme eğilimi vardır.
5. A, ahlaki olarak iyi bir insandır, çünkü sözlerini tutma eğilimi vardır.
6. A, ahlaki olarak iyi bir insandır, çünkü cesaret gösterme eğilimi vardır.
Bu ölçütler, mantıksal/dilsel rasyonelliğin gereksinimlerini karşılar. Başka bir deyiş-
le, şu bakımdan anlamlıdırlar. Ahlaki dil, kişi (duygularına güvenmeksizin) objektif
olarak aşağıdakileri söyleyebilir. Ahlaki dilin kuralları, A başkalarına yardım ediyorsa,
verimli çalışıyorsa, doğruyu söylüyorsa, sözünü tutuyorsa, cesaret gösteriyorsa vb.
A’nın ilk bakışta iyi bir insan olduğu sonucuna varılmasını yasaklamaz. İlk bakışta
varılan sonucun içeriği, aksine bir sonuç için hiçbir nedenin daha güçlü olmaması koşu-
luyla onun iyi bir insan olduğudur.
Bir kişinin başkalarına zarar vermeme eğilimi veya yardımseverliği vb. bazı olgusal
gerçekler hakkındaki kuramsal önermeler, bu kişinin ilk bakışta ahlaki olarak iyi olduğu
pratik sonucuna varmak için anlamlı nedenlerdir. Başka bir deyişle, iyilik ölçütleri her
zaman belirlidir ve bir karara varma meselesi değildir (karşılaştırma için: Philippa Foot
ve diğerlerinden alıntı yapan Jareborg 1975, 129 ve devamı).
Öte yandan, diğer bazı “ahlaki ölçütlerin”, diğer koşullar aynı kalmak üzere dilbi-
limsel olarak düşünülmesi mümkün değildir. Bu ölçütler, ortak aklın ötesine geçen, özel
ve sıklıkla duruma özgü bir açıklama olmaksızın bir anlam ifade etmez. Eğer bir kimse,
“A, burnu iki santimden kısa olduğu için ahlaki olarak iyi bir insandır” derse, bu kişinin
şaka yaptığından, dili bilmediğinden veya akıl hastası olduğundan şüpheleniriz. Elbette
tüm abeslikler bazı duruma özgü hipotezlerle kurtarılabilir. Örneğin “A, burnu iki san-
timden kısa olduğu için ahlaki olarak iyi bir insandır” şeklindeki abes ifade, uzun bu-
runlulara kötü nitelik atfeden bir kuramla birlikte sunulursa bir miktar anlam kazana-
caktır. Ancak böyle bir kuram gerçekten de garip olurdu.
Böylelikle dilin yerleşik kullanımı, ahlaki muhakemenin keyfiliğinin bazı sınırlarını
belirler.
Ayrıca ahlaki ölçütler sadece anlamlı olmakla kalmaz, aynı zamanda tutarlı nedenler
zinciriyle de desteklenir. Kişi, bunları savunabilir. Bu anlamda, esas/destekleyici rasyo-
nelliğin gereksinimlerini karşılarlar.