Page 155 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 155
BAŞLICA PRATİK SÖYLEM TEORİLERİ
neden gösterecek ya da neden hiçbir gerekçe göstermediğini açıklaya-
caktır. Bu nedenler, asıl iddianın nedenleriyle aynı şekilde tartışılabilir.
Bu tür nedenler sıkılıkla kabul edilir.
Konuşmacıların gerekçelendirmeyi şart koşan bir kuralı varsaydık-
larını; ama bu kuralın, herkesin her iddiasını her zaman herkese karşı ge-
rekçelendirmek zorunda olduğunu talep etmediğini bu son durum açıkça
ortaya koyar. Konuşmacının mevcut durumda niçin kendi gerekçelerini
ortaya koyamadığına veya koymak istemediğine dair nedenler göster-
mesi ya da başkalarının gerekçelendirme yetisine işaret etmesi yeterlidir.
Bu kural, konuşmacının her iddiası için kendi gerekçesini sunmasını ge-
rektirmez, sadece açıklamasının tartışılabilmesini sağlar. Niçin hiçbir ge-
rekçe ileri sürülmediğinin nedenleri üzerine tekrardan tartışılabilir. Baş-
kalarının gerekçe gösterme yeterliliğine yapılan atıf, o kişilerin yetki sa-
hipliği bakımından denetlenebilir. Konuşmacının başvurduğu otoritenin,
tezin doğruluğunu gerçekten garanti edip etmediği bu şekilde sorgulana-
bilir. Aslında bu noktada, iddiasının içerik açısından doğruluğunu da ele
almak mümkün ve çoğu zaman da gereklidir. Konuşmacının, otoritenin
argümanının tartışılabilir olduğundan emin olması için sadece belirli oto-
ritelere başvurması gerekir. Hiçbir neden göstermeksizin, sadece her-
hangi bir zamanda herhangi birisinin bu ifadeyi gerekçelendirebileceğini
düşünmek kabul edilemez.
Elbette, nedenler sunmak zorunda olmadan pratik sorularla ilgili olan
önermeler de dile getirilebilir. Ancak bu durumda, bir değer veya yüküm-
lük yargısının açıklanması değil, daha ziyade bir duygunun, bir tutumun
veya bir dileğin bildirilmesi söz konusudur. Eğer bir şey değer veya yü-
kümlülük yargısı olarak görülmek isteniyorsa, onun her zaman gerekçe-
lendirilebilirlik iddiasıyla birlikte ele alınması gerekir.
üzere), uyma taleplerinde ve bu tür eleştiri ve taleplerin meşru olduğunun kabu-
lünde kendini göstermesidir. Bunların hepsi de “olması gereken”, “zorunlu”,
“gerekli”, “doğru” ve “yanlış” gibi normatif terminolojide karakteristik ifadesini
bulur.”
153