Page 157 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 157

BAŞLICA PRATİK SÖYLEM TEORİLERİ

                        Bununla birlikte, böyle bir anlaşmanın bütün bir ömür boyunca sürdürül-
                        mesi pek mümkün değildir. Ayrıca böyle bir anlaşma da bir gerekçelen-
                        dirmeyi şart koşar. Şayet bir kural mevcut değilse, bu kurala uymamak
                        konusunda da anlaşılamaz. Bu yüzden, konuşmaya katılan her kişi bir
                        gerekçelendirme kuralına da tabidir.


                            7.3. Us Kuralları

                            Genel gerekçelendirme kuralı ile ideal konuşma durumunun koşul-
                        ları arasında sıkı bir ilişki vardır. Bir şeyi gerekçelendiren kişi, en azından
                        gerekçelendirme söz konusu olduğunda, karşı tarafı eşit haklara sahip bir
                        konuşma ortağı olarak kabul ettiğini ve ne kendisinin zorlamada buluna-
                        cağını ne de başkaları tarafından uygulanan bir zorlamaya katlanacağını
                        varsayar. Bunun yanında iddiasının herkese karşı savunabileceğini ileri
                        sürer. Bu gereklerin yerine getirilmesini en azından varsaymayan dil
                        oyunları gerekçelendirme olarak kabul edilemez. Mesela, “Buna inan-
                        mazsan işini kaybedersin” veya “Bay F bunu kolayca çürütebilir, ama G
                        nedeninden bunu kabul etmen gerekir” gibi ifadeler gerekçelendirme ola-
                        rak bile nitelendirilemez.

                            Eşit haklara sahip olma, evrensellik ve zora dayanmama talepleri üç
                        ayrı kural olarak ifade edilebilir. Bu kurallar, Habermas tarafından ortaya
                        konan ideal konuşma durumunun koşullarının yukarıda kabul edilen za-
                        yıflatılmış versiyonuna karşılık gelir. 409  İlk kural söylemlere girişle ilgi-
                        lidir ve şu içeriğe sahiptir:
                                                                          410
                            (1)   Konuşabilen her kişi söylemlere katılabilir.




                        409  Bkz. yukarıda S. 145 vd.
                        410   Bunun gibi bir kuralın yukarıda verilenlerden farklı olan başka bir gerekçesini
                            Popper sunar: “Rasyonalist tutumun tartışan kişiyi değil, argümanı dikkate alma-
                            sının geniş kapsamlı sonuçları vardır. Böyle bir tutum, iletişim kurduğumuz her
                            insanı argümanların ve ussal bilginin potansiyel bir kaynağı olarak görmemizi
                            zorunlu kılar. Böylelikle insanlar arasında ‘insanlığın rasyonel birliği’ olarak ad-
                            landırılabilecek bir bağ kurulur” (K. R. Popper, Die offene Gesellschaft und ihre
                            Feinde, Bd. 2,  Bern 1958, S. 277).

                                                                                        155
   152   153   154   155   156   157   158   159   160   161   162