Page 86 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 86
HUKUKİ ARGÜMANTASYON TEORİSİ
farklı türde söz edimiyle yerine getirilebilir. Esasen önemli olan, ey-
152
lemlerle bir ilişkinin sürekli bulunmasıdır. Böyle bir ilişki, değer ve
yükümlülük yargıları iddiasında da mümkündür. Yani X’in Y’den daha
iyi olduğunu doğrudan iddia etmeyebilir, sonra Y’yi seçebilirsiniz. Bu
nedenle kuralcılık tezi, ahlaki yargıların iddia etme söz edimi şeklinde
153
dile getirilebilmesiyle de uyumlu görünür. Böyle bir söz edimi aşa-
ğıdaki yapıya sahiptir:
Edimsöz edimi Edimsöz edimi
(Neustik) (Tropik) (Frastik)
İddia Kural koyucu Yüklem (S, P’dir.)
Değer ve yükümlülük yargıları
Bunlar, Hare’nin ahlak dili teorisinin burada açıklanan değiştirilmiş
biçiminin hem söz edimi teorisine yöneltilen saldırılara hem de kural-
cılık karşıtlarının itirazlarına direnebildiğini gösterir.
152 Ahlaki sözcelerin ve eylemlerin istisnai durumlarının bulunması olgusunun, ku-
ralcılık tezinin çürütülmesi anlamına gelmediği ile ilgili olarak bkz. vgl. R. M.
Hare, Freedom and Reason, S. 51-85.
153 Bu durumda, bir ifadenin kuralcı karakteri yalnızca tropik kısmında ifade edilir.
Bu, Hare’nin kural koyuculuğun değerlendirici terimlerin anlamının (meaning)
bir parçası olduğu teziyle örtüştüğünü iyi bir şekilde gösterir (bkz. R. M Hare,
Freedom and Reason, S. 67). Değer ve yükümlülük yargılarının iddiaları çoğu
zaman yalnızca dolaylı olarak eylemlerle ilişkilidir. Onların tipik kullanımı ey-
lemler ile ilgili istişarelerdir. Pratik meselelere ilişkin istişarelerde sözceyi ka-
rakterize eden şey, tekil sözcenin henüz bir eylemle doğrudan bir ilişkisinin ol-
mamasıdır. İstişarenin tam da amacı, bir kişinin harekete geçmeden önce tek bir
açıklamayı gözden geçirebilmesidir. Bu, bir istişarede X’in Y’den daha iyi ol-
duğu kolayca iddia edilemese ve daha sonra istişareden çekilip Y’yi seçemese
dahi geçerlidir. Eylemlerle böylesine doğrudan bir ilişkinin ötesinde, pratik bir
istişarenin sonucu nasıl hareket edileceğine dair bir karar olduğundan istişareler-
deki normatif ifadelerin iddialarının eylemle dolaylı bir ilişkisi vardır. Bu ne-
denle, genel olarak pratik istişarelerde normatif ifadelerin iddialarının, değerlen-
dirici sözcelerin esasen kural koyucu bir karaktere sahip olması gibi benzer bir
nedenden dolayı kural koyucu bir karaktere sahip olduğu söylenebilir: “Karar
vermek zorunda olduğumuzdan bu türden bir dil kullanıyoruz.” (R. M. Hare,
Freedom and Reason, S. 61).
84