Page 81 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 81

BAŞLICA PRATİK SÖYLEM TEORİLERİ

                                                                                         131
                        Tanımı gereği salt betimleyici ifadeler emir kipli neustik içermezler.
                                                                                   132
                        Yani, salt betimleyici önermelerden hiçbir emir türetilemez.  Fakat,
                        bunlardan değer yargıları da türetilemez. Hare’e göre değer yargıları
                        emir içerirler. Eğer değer yargıları türetilebilir olsaydı, dolayısıyla
                        emirler de türetilebilir olurdu. Bu şekilde kuralcılık tezi, “ahlaki yargı-
                        ların olgu ifadelerinden mantıksal olarak çıkarılamayacağı” 133  tezini ta-
                        kip eder.

                            Değer içeren kelimeleri analiz ederken Hare, öncelikle “iyi” ve “ol-
                        ması gereklidir” ifadeleriyle ilgilenir. 134  Emir alanındaki frastik ile ne-
                                                                                         135
                        ustik arasındaki ayrımın ne olduğu, değerlendirici veya kural koyucu
                        ile betimleyici anlamı ayrıştırmaktır. “İyi” kelimesinin değerlendirici

                        131   R. M. Hare, a.g.e., S. 164, S. 168 vd.
                        132   R. M. Hare, a.g.e., S. 28, S. 32.
                        133   R. M. Hare, Freedom and Reason, S. 2.
                        134   Hare, hem “X iyidir” gibi ifadeleri hem de “X’in a’yı yapması gereklidir” gibi
                            ifadeleri değer yargıları (value-judgment) olarak tanımlar (bkz. R. M. Hare, The
                            Language of Morals, S. 168 vd.). Bununla birlikte Hare, terminolojik bir ayrımın
                            belirli amaçlar için mantıklı olabileceğini de kabul eder (bkz. R. M. Hare, Free-
                            dom and Reason, S. 27, not 1). Bu ayrımı yapmak burada oldukça kullanışlıdır.
                            Değer yargıları ile yükümlülük yargıları arasında bu yüzden bir ayrım yapılma-
                            lıdır. Değer yargısının başlıca modeli “X iyidir” ifadesiyken, yükümlülük yargı-
                            sının başlıca modeli “X’in a’yı yapması gerekir” ifadesidir. Bu iki alt sınıftan
                            birinde bir yargının sınıflandırılması, her zaman kolay değildir. Örneğin, “Onun
                            kararları adil değildir” ifadesi nasıl sınıflandırılabilir? Bu, ayrıca yükümlülük
                            yargıları olarak ifade edilen birtakım kuralların da yerine getirilmesi ile ilgilidir.
                            Bu zorlukları aşmak için basit bir tespitte bulunmak oldukça anlamlıdır. “Emre-
                            dilir”, “yasaktır” veya “izin verilir” şeklindeki temel deontik terimlerin yardı-
                            mıyla formüle edilebilecek tüm normatif ifadeler “yükümlülük yargıları”, diğer-
                            leri ise “değer yargıları” olarak adlandırılabilir. “X’e izin verilir” gibi bir yargı
                            yükümlülük değil, izin ifade eden bir yargı olsa da burada “yükümlülük yargısı”
                            olarak adlandırılacağından bu terminolojiye karşı çıkılabilir. Ancak, “X’e izin
                            verilir” ifadesi “X yasak değildir” veya “X yasak değildir ve gerekli değildir”
                            ifadesine dönüştürülebilir. Değer yargısı ve yükümlülük yargısı kavramları için
                            bkz. P. Edwards, The Logic of Moral Discourse, New York / London 1955, S.
                            141; W. K. Frankena, Analytische Ethik, München 1972, S. 27 vd.
                        135  Hare, “Ahlakın Dili (The Language of Morals)” adlı eserinde yalnızca “değer-
                            lendirici anlam” ifadesini kullanır. Ahlaki kelimelerin kural koyucu karakterini
                            anlaşılır kılmak için “Özgürlük ve Neden (Freedom and Reason)”de “kural ko-
                            yan anlam (prescriptive meaning)”ı ortaya koyar (bkz. R. M. Hare, Freedom and
                            Reason, S. 27).

                                                                                         79
   76   77   78   79   80   81   82   83   84   85   86