Page 77 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 77

BAŞLICA PRATİK SÖYLEM TEORİLERİ

                            Örneğin, bir kişi bir şeye inanmadan o şeyi iddia ettiğinde böylesi
                        isabetsiz bir söz edimi ortaya çıkar. Bir şeyi iddia eden bir kişi ona inan-
                        dığını anlatır. Ne mantıksal ne de dilbilgisel olarak hatalı olmamasına
                        karşın “Kedi paspasın üzerinde ama ben buna inanmıyorum” dene-
                            119
                        mez.  Bir eylem olarak konuşmanın temelinde mantık ve dilbilgisi ku-
                        ralları ile birlikte başka kuralların da bulunduğu açıktır. Söz edimi teo-
                        risinin getirisi, pragmatik kurallar olarak adlandırılabilecek bu kuralla-
                        rın önemini net bir biçimde ortaya koymasıdır.

                            Dolayısıyla, bir söz edimi yalnızca söylenenler yanlış veya doğru
                        olmadığı için hatalı olmayabilir, Austin’in de ifade ettiği gibi, bir edim
                        olarak “isabetsiz (unhappy)” de olabilir. Austin, bu nedenle eleştirinin
                        iki boyutunu birbirinden ayırır: edimsözle ilgili olan isabetlilik / isabet-
                        sizlik boyutu (happiness / unhappiness dimension) ve etkisözle ilgili
                        olan doğruluk / yanlışlık boyutu (truth / falsehood dimension). 120

                            Bu doktrinde özellikle ilgi çekici olan, Austin’in, betimleyici ifade-
                        ler gibi normatif ifadelerin de kural olarak aynı şekilde doğruluk ve
                                                                                121
                        yanlışlık boyutunda değerlendirilebileceğini savunmasıdır.  Austin’in
                        “How to do things with Words” adlı kitabında belirttiği gibi  “doğru” ve
                        “yanlış”, basit bir ilişkiye, basit bir niteliğe veya basit herhangi bir şeye
                        değil, “bu koşullarda, bu kitleye, bu amaçlarla ve bu niyetlerle söylene-
                        cek yanlış olan bir şeyin aksine, genel anlamda doğru veya yerinde olan
                        bir şey” 122 e karşılık gelir. Hem bir tavsiyenin iyi ya da bir yargının haklı
                        olup olmadığı söz konusu olduğunda hem de bir ifadenin doğruluğu tar-
                        tışmalı olduğunda böyle bir değerlendirme yapılmalıdır. Benzer tüm bu
                        durumlarda temelde bu, söz ediminin olgulara, konuşmacının niyetine

                        119   J. L. Austin, a.g.e., S. 15, S. 39 vd.
                        120   J. L. Austin, a.g.e., S. 147.
                        121   J. L. Austin, a.g.e., S. 147 vd.
                        122   J. L. Austin, S. 144; benzer şekilde bkz. J. L. Austin, Performative Utterances,
                            S. 250 vd.; J. L. Austin, Performative und konstatierende Äußerung, in: Sprache
                            und Analysis, Ed.: R. Bubner, Göttingen 1968, S. 152 vd. Austin her zaman bu
                            görüşte değildi. “Truth” eserinde hakikatin uygunluk teorisini savunur (bkz. J. L.
                            Austin, Truth, S. 122). Şurada “ifade etmenin başarının çeşitli dereceleri ve bo-
                            yutları”ndan bahseder (J. L. Austin, a.g.e., S. 130).

                                                                                         75
   72   73   74   75   76   77   78   79   80   81   82