Page 102 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 102
4.3 Retorik Alanı ve Değer-Bilişselcilik Arayışı 87
limlerinin deneyimsel ve ampirik metodolojisine göre doğruluk değeri doğrulamaya
veya yanlışlamaya tabi olan Viyana Çevresi’nin ifade ettiği anlamda gözlem önermele-
rini veya protokol önermelerini kapsamayacaktır.
Daha ziyade, Aristotelesçi retorik ve onun daha sonraki Perelmancı varyantı, öncül-
lerinin ve sonuçlarının (zorunlu olarak) doğru ya da doğru olmadığı bilinmeyen, ancak
konuşmacı tarafından hitap edilen kitlenin değerlendirmesine göre yalnızca az ya da çok
yeterli, makul ya da kabul edilebilir olan akıl yürütme türüyle ilgilenir. Mantıksal tüm-
dengelim ve felsefi akıl yürütmenin öncüllerinin orijinal doğruluk değerinin korunması
yerine, Aristoteles’in topikleri ve retorikleri, Perelman’ın yeni retorikleri ve bu öncülle-
re dayanan hukuki argümantasyon kuramının tümü pratik akıl yürütmeyi ve ahlak, siya-
set, pratik felsefe ve hukuk alanında bulunan, yaygın olarak benimsenen anlayışları,
41
yargıları ve görüşleri (ortak görüşleri ve ortak duyguları) analiz eder.
İster hukukun nasıl anlamlandırılacağına ve yorumlanacağına dair cümleler kümesiy-
le, ister ahlak felsefesinde iyi, doğru ve adilin tanımıyla, isterse de beşerî bilimler bağ-
lamında tarih, edebiyat veya estetik çalışmalardaki değer yargıları veya sosyal araştır-
malardaki bir sosyal durumda bazı toplumsal teamül ve görgü kurallarının yorumlanma-
sı ile uğraşıyor olalım, retorik alanında, az ya da çok makul bir biçimde muhtemelen
hedeflenen kitleyi inandırma sonucunu doğuracak şekilde, lehte ve aleyhte tartışılabile-
cek düşünce ve iddialarla uğraşırız. Hukuki ya da ahlaki açıdan neyin doğru ve kabul
edilebilir olduğuna dair böyle bir söylemde, formel mantığın katı kuralları geri çekilmeli
ve çok daha esnek bir argüman sunma anlayışına yol açmalıdır.
42
Aristoteles’in ve Perelman’ın retorik alan kavramı bir ars disputationis’i yani taraf-
lar arasındaki, öncüllerin tanımsal belirsizliği ve akıl yürütme neticesinde ortaya çıkan
sonuçlar nedeniyle bir mantıksal tasımlamalar kümesine biçimselleştirilemeyen bir
uyuşmazlığa dair makul anlaşmazlık becerisi örneğini teşkil etmektedir.
Aslında, bir evrensel kitle önünde tartışma ve müzakere süreci, en nihayetinde ilgili
toplumsal değerler üzerinde yakınsayan bir uzlaşmaya yol açacaksa, adli müzakere ve
hukuki argümantasyon süreci bile incelenen konular üzerinde kapsamlı bir uzlaşma ile
sonuçlanacaktır. İdeal veya evrensel kitle daha sonra fikir birliği arayışındaki hukuki
nesnelliğin nihai referansı olarak işlev görecektir. Aarnio’nun argümanı, anlam-yakınsak
değer-nesnelcilik ve değer-bilişselcilik niteliğini Perelman’ın evrensel kitle kavramına
atfederken, talihsiz bir yan etkiye sahiptir. Bu, evrensel kitlenin önünde sunulan bir tam
argüman turundan sonra, en nihayetinde hukuki akıl yürütmenin sonuçları ve gerektirdiği
değerler bakımından kapsamlı bir fikir birliğine varacağımız için göreceli belirsizlik ve
makul anlaşmazlık açısından gerçekleşen Aristotelesçi argüman fikrini, gerektirdiği değer
öncülleri karşısında mutlak kesinliğe dayanan bir argümana dönüştürme yan etkisidir.
Katılımcılar arasında bir hukuki uyuşmazlığa ilişkin ilk uyumsuzluk, evrensel kitledeki
bu tür fikir birliği odaklı akıl yürütmenin iç dinamiklerine başvurularak etkili bir şekilde
ortadan kaldırılacak ve böylece ilk anlaşmazlığı nihai anlaşmaya ve gerekli değerler üze-
rinde uzlaşmaya dönüştürecektir. Sonuç olarak, lehte ve aleyhte tarzda argümantasyon için
41 Karşılaştırma için: Perelman “Une théorie philosophique de l’argumentation” (“Argümantasyona
Dair Felsefi Bir Kuram”, s. 255.
42 Sampaio Ferraz, Jr., “Topique” (“Topik”), p. 615.