Page 107 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 107
92 5. Felsefi Pragmatizm: Sosyal Etkileri Işığında Değerlendirilen Hukuk
değerlendirmesine tâbi tutulabileceği anlamında yanlışlanabilir ve tüm doğru fikirlerin,
belirli insan amaç ve hedeflerinin başarılı bir şekilde takip edilmesiyle bağlantılı olduğu
anlamında araçsal olduğu düşüncesidir. Dahası, bilginin iki niteliği, yani bağlamsal ve
4
uygulanabilir olma, hukuki pragmatizmle ilişkilendirilmiştir.
İster bilimsel bir kuramın parçası olsunlar, isterse sadece sayesinde gündelik hayatı-
mızı yapılandırdığımız ve yönettiğimiz sağduyulu düşünceler olsun, pragmatizm, doğru
fikirlerin kullanışlılığına, faydalı oluşuna, başarılılığına, etkililiğine ve doğrulanabilir-
liğine önem vermektedir. Dünyaya ilişkin pragmatist bir bakış açısı, insan duyularının
ya da ampirik alanının ulaşamayacağı bazı “metafizik” ya da idealist doktrinlere yapılan
tüm atıfları reddeder. Belirli bir fikrin ya da düşüncenin doğruluğunun değerlendirilme-
sinde esas olan husus, değerlendirme bağlamının bilimsel bir kuram, felsefi bir duruş ya
da sadece sıradan bir insan bilgisi ve eylemi olup olmadığına bakılmaksızın günlük
eylemimiz esnasında onun düzgün işleyişine dair toplanmış, biriktirilmiş ortak deneyim
kümesidir. Dolayısıyla, pragmatizmin ortaya koyduğu ölçütler pratik akıl alanındaki
ahlak felsefesinde iyinin, hakkın ve adaletin değerlendirilmesi, sanatta ve estetikte neyin
güzel ya da estetik açıdan etkileyici olduğuna karar verilmesi ya da hukuk ve hukuki
argümantasyon bağlamında neyin hukuken doğru, kabul edilebilir ya da adil olduğu gibi
çeşitli düşünce ve fikirlere uygulanabilir.
Pragmatistlere göre eşbiçimcililikle uyumlu bir dil ve dünya resim kuramının epis-
temik ve semantik ön koşullarına gerek yoktur ya da gözlem cümleleri ile bilimsel bir
kuram oluşturan kuramsal cümleler veya hukukun nasıl anlamlandırılacağı ve yorumla-
nacağı ile ilgili bir cümleler kümesi arasında içsel metinsel tutarlılık olarak tanımlanan
doğruluğun, bilginin ve hukuki anlamlandırmanın tutarlılığı kuramının belirleyici ön
koşulları bakımından kavramsal bir alan da yoktur. Felsefi pragmatist için bilgi, anlam
ve doğruluk, esasen insan eylemi, sosyal pratikler ve çeşitli insan çabalarının başarılı bir
şekilde gerçekleştirilmesi ile ayrılmaz bir şekilde iç içe geçmiş araçsal kavramlardır:
Doğru, işe yarayan şeydir. Bununla birlikte, hukuk bağlamında hukukun doğası gereği
5
itiraz edilen karakteri nedeniyle ve hukuki yollar aracılığıyla izlenecek değerler konu-
sunda genellikle bir fikir birliği olmadığı için neyin işe yaradığı düşüncesinin belirlen-
mesi zor olabilir.
Charles S. Peirce, felsefi pragmatizm konularını 1870’ler gibi erken bir tarihte ele
almış olsa da yirminci yüzyılın başında pragmatist fikirlerin yaygın olarak bilinmesini
sağlayan William James olmuştur. Pragmatizm, aslında, Peirce tarafından tanıtılan yeni
bir kelimedir. Peirce, bununla kendi fikirlerini, onun bakış açısına göre, pragmatizmin
bilimsel temellerini çarpıtmış olan William James’in sunduğu fikirlerden uzaklaştırmak
istemiştir. Peirce, pragmatizmin esasen nesnel ilkelerinin altını çizerken, James başarılı
4 Lind, “Pragmatist Philosophy of Law” (“Pragmatist Hukuk Felsefesi”), s. 678-679: bilginin, bağ-
lamsalcılığın, araçsalcılığın, uygulanabilirliğin yanlışlanabilirliği ve büyümesi.
5 Karşılaştırma için: James, “Pragmatism’s Conception of Truth” (“Pragmatizmin Doğruluk Anlayı-
şı”), s. 148: “İşe yarayacak bir kuram bulmalıyız ve bu son derece zor bir şey olduğu anlamına gelir
çünkü kuramımız, önceki tüm doğrularla bazı yeni deneyimler arasında arabuluculuk yapmalıdır.
Sağduyuya ve önceki düşünceye mümkün olduğunca az sekte vurmalı ve kesin olarak doğrulanabi-
lecek bazı mantıklı son noktalara ya da başka bir şeye yol açmalıdır. “İşe yaramak” bunların her
ikisini de ifade eder ve o kadar sıkı bir şekilde sıkılır ki herhangi bir kuram için çok az hareket alanı
kalır.” (İtalik yazılar orijinal metindir.)