Page 111 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 111
96 5. Felsefi Pragmatizm: Sosyal Etkileri Işığında Değerlendirilen Hukuk
sorunları çözüme kavuşturabilecek daha yüksek bir dinî ya da siyasi otorite veya bilim-
16
sel bir “temyiz mahkemesi” bulunmamaktadır.
Modern felsefi pragmatizm, örneğin Richard Rorty, Thomas C. Gray, Richard Pos-
17
ner ve Stanley Fish tarafından temsil edilmektedir.
5.2 Pragmatizmin Cazibesi ve Hukuk
5.2 Pragmatizmin Cazibesi ve Hukuk
Pragmatizm dürtüsünün hukuk çalışması bakımından birtakım etkileri olmuştur. İlk
olarak, Hâkim Holmes ve genç Karl Llewellyn, hukukun öngörü kuramını, hukukun
mahkemelerdeki ve diğer yetkililerin hukuki kararlarının gelecekteki seyrini öngörmeye
gönderimde bulunarak tanımlanması anlamında güçlü bir şekilde savunmuşlardır.
Llewellyn’in belirttiği üzere :
18
Bu anlaşmazlıklar hakkında bir şeyler yapmak, bunu makul bir şekilde yapmak hukukun işidir.
Hâkimler, şerifler, katipler, gardiyanlar ya da avukatlar sorumlu olanlar hukuk yetkilileridir. Be-
nim düşünceme göre bu yetkililerin anlaşmazlıklarla ilgili yaptığı şey hukukun kendisidir. (...)
Üzerinde çalışmanız gereken, [hâkimlerin] eylemi ve “hukuk”u oluşturan eylemlerine atıfta bu-
lunarak eylemlerini etkilemenin veya işlerinizi düzenlemenin mevcut araçları olacaktır. Tüm
bunlardaki kurallar, hâkimlerin ne yapacağını görmenize ya da tahmin etmenize yardımcı ola-
cak ya da hâkimlere bir şeyler yaptırmanıza yardımcı olacak kadar sizin için önemlidir. Bunların
önemi budur. Tüm bunların önemi, sevimli oyuncaklar olmaları dışında budur.
Bununla birlikte, Llewellyn bile ilgili hukuk sisteminin hukuk kuralları ışığında, gele-
cekteki mahkeme kararlarının tahmin edilmesinin ve bunları etkileme çabalarının müm-
kün olduğunu kabul etmiştir. Llewellyn’den önce bile, Hâkim Holmes, yalnızca hukuka
aykırı davranması durumunda kendisine uygulanacak muhtemel hukuki sonuçları tah-
min etmekle ilgilenen “kötü adam” açısından kanuna bakılması gerektiği konusunda
19
ısrar etmiştir :
16 Katolik Kilisesi, modern çağın başlangıcında bilimsel doğru ile ilgili bir tür son derece mahkemesi
gibi ayrıcalıklı bir konuma sahipti. Giordano Bruno 1600 yılında Roma’daki Campo dei Fieri meyda-
nında kâfir olduğu için yakılmıştır. Galileo Galilei (1564-1642), Engizisyon’un aygıtlarıyla tehdit
edildikten sonra, Dünya’nın kendi ekseni etrafında ve Güneş’in etrafında döndüğü yönündeki sapkın
doktrinini inkâr etmek zorunda kalırken, kendi kendine şu şekilde mırıldandığı iddia edilmiştir: “E pur
si muove.” (Ve yine de [dünya] hareket ediyor, yani güneşin etrafında dönüyor.) - Sovyetler Birli-
ği’nin Stalinist döneminde, bilimsel doğrular bile Komünist Parti tarafından onaylanmış veya onay-
lanmamıştır. İdeolojik olarak şüpheli görülen tüm bilimsel kuramların yanlış olduğu açıklanmıştır. Öte
yandan, biyolog Lysenko’nun edinilen bazı mülklerin miras bırakılmasına ilişkin hatalı doktrini, ideo-
lojik nedenlerden dolayı Komünist Parti tarafından geçerli bir bilimsel bilgi olarak ilan edilmiştir.
17 Dickstein (ed.), The Revival of Pragmatism (Pragmatizmin Dirilişi). Karşılaştırma için: Rorty, Con-
sequences of Pragmatism (Pragmatizmin Sonuçları). (Makaleler: 1972-1980); Fish, Doing What Co-
mes Naturally: Change, Rhetorics, and the Practice of Theory in Literary and Legal Studies (Doğal
Olanı Yapmak: Edebiyat ve Hukuk Çalışmalarında Değişim, Retorikler ve Kuram Pratiği).
18 Llewellyn, The Bramble Bush (Böğürtlen Çalısı), s. 3, 5. (İtalik yazılar orijinal metindir) - Daha
sonra Llewellyn, kendini bu duruşun katılığından uzaklaştırmaya çalışmış olup, şimdi şunu iddia
etmektedir: “Bununla birlikte, daha tam olarak gelişmediklerinde mutsuz kelimelerdir ve en iyi ih-
timalle tüm doğrunun çok kısmi bir ifadesidirler.” Llewellyn, The Bramble Bush, s. X.
19 Holmes, “The Path of the Law” (“Hukukun İstikameti”), s. 460-461. (İtalik vurgu sonradan eklen-
miştir.)