Page 109 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 109
94 5. Felsefi Pragmatizm: Sosyal Etkileri Işığında Değerlendirilen Hukuk
9
doğruluk kuramına doğru evrilmiştir. Toplumda geniş bir onay almış olan kavrayışlar,
bilimsel açıklama ve günlük eylemler için de temel oluşturması bakımından yararlı
olduklarını göstermiştir.
Modern semiyotiğin kurucularından ve bilimsel mantığın gelişmesinde önemli bir
isim olan Charles S. Peirce, bilimsel yönteme konulan ölçütleri tanımlamaya çalışarak
doğruluk ve bilgi konularına yaklaşmıştır. Peirce, ilk olarak, bir bilim insanının ilk dü-
şüncelerine ve ön yargılarına inatla bağlı kaldığı, herhangi bir karşıt kanıt karşısında
gözlerini kapattığı bilimsel olmayan bağlanma yöntemini reddetmiştir. İkincisi, otorite
yönteminin ister dinî ister hukuki, isterse başka türden olsun, iddia edilen otoritenin
yanlışlanamazlığının bir garantisi olmadığından, bilimsel bir yöntemin ölçütlerini karşı-
lamadığını savunmuştur. Üçüncüsü, Peirce, Descartes’in ünlü çıkarımı olan cogito, ergo
sum (düşünüyorum, öyleyse varım) ünlü çıkarımında öne sürülen a priori yöntemi,
mutlak surette kesin bilginin ögelerine yönelik insan aklının alkış tutulan erişimine
dayandığı için reddetmiştir. Peirce’a göre felsefi metafiziğin durgun hâli ve asırlık so-
runlarının birçoğunun en iyi felsefi problem çözme çabaları karşısındaki sert direnişi,
böyle bir a priori yöntemin doğasında var olan zayıflıkları gözler önüne sermektedir.
Ayrıca başlangıçta kendiliğinden aşikâr ya da a priori birçok doğrunun daha sonra yan-
10
lış olduğu kanıtlanmıştır.
Bilimsel olmayan bağlanma yöntemini, otorite yöntemini ve a priori yöntemi redde-
11
den Peirce, bir bilimsel yöntem kavramını aşağıdaki dört ilkeyle özetlemektedir :
(a) soruşturma konusunun özellikleri araştırmacının kendi görüşlerinden bağımsızdır; (b) bilim-
sel bilgi, araştırmacı ile soruşturma konusu arasındaki karşılıklı etkileşimde yürürlüğe sokulur;
(c) bilim; dogmalara, inanca, vahye, otoriteye veya sezgiye dayanamaz ancak bilimdeki bilginin
kaynağı ve ölçütleri, son çare olarak, tam olarak soruşturma konusunun sahip olduğu deneyime
dayanmaktadır; (d) soruşturmanın konusu hakkında geçerli bilgi edinmek mümkündür ve bilim
camiası bu bilginin kalitesi konusunda anlaşmaya varabilir.
Doğruluk, bir bilim insanı ile bir dizi ampirik gözlem arasında var olan ilişkinin çıktısı-
dır. Bilimsel bilgi, kamuoyunun söz ve eleştirisine açık olması nedeniyle uzun vadede
kendi kendini düzelticidir: Bilimsel soruşturma sırasında yapılan herhangi bir hata, so-
ruşturmanın konusuyla ilgili daha doğru ampirik kanıtlar sağlandığında, nihayetinde
12
bilim camiası tarafından düzeltilme eğiliminde olacaktır. Bu nedenle, en azından pren-
sip olarak belirli bir düşünce ya da bilgi ögesinin geçerliliği konusunda nihayetinde bir
fikir birliğine varmak mümkündür.
Peirce’ın bilgi fikri yanlışlanabilirdir: her entelektüel duruş veya düşünceye meydan
okunabilir ve bunların bazı yeni deneyimsel kanıtlarla hatalı olduğu muhtemelen kanıt-
lanabilir. Geçerliliği bilimsel testlere karşı tamamen bağışık veya etkili bir şekilde di-
rençli olacak hiçbir kendinden aşikâr doğru yoktur. Peirce için doğruluk, bir fikre veya
düşünceye bağlı mutlak bir niteliktir. Bazı görüngülerle ilgili akla gelebilecek tüm am-
9 Rescher, “Pragmatism”, s. 710.
10 Peirce, Pragmatism and Pragmaticism (Pragmatizm ve Pragmatikçilik), s. 233-242
11 Peirce, Pragmatism and Pragmaticism, s. 242-244: Niiniluoto, Johdatus tieteenfilosofiaan (Bilim
Felsefesine Giriş), s. 83.
12 Niiniluoto, Johdatus tieteenfilosofiaan: Käsitteen- ja teorianmuodostus (Bilim Felsefesine Giriş:
Kavram ve Kuram Oluşumu), s. 83-84.