Page 105 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 105
90 4. “Aşikâr ile İrrasyonel Arasında”: Yeni Retorik ve Hukuki Argümantasyon Kuramı
Doğrunun ve bilginin ölçütlerini ideal ya da evrensel bir kitlenin onayına bağlamak,
Alice Harikalar Diyarında’nın saçma dünyası ya da J. K. Rowling’in Harry Potter’a
dair kitaplarındaki büyücülük ve sihirbazlık dünyası gibi dünyanın her türlü gerçek
önermesi arasından mükemmel bir şekilde tutarlı masalları, (kurgusal) dünyanın böyle
bir anlatımı, edebiyat ya da estetik kuramının ortaya koyduğu tutarlılıkçı ölçütleri ile ne
kadar mükemmel bir şekilde uyuşursa uyuşsun, dışlamak gibi güzel bir etkiye sahiptir.
Yine de Galileo Galilei’nin Katolik Kilisesi ve İtalyan Engizisyonu ile on yedinci
yüzyılda yeni deneyci bilimin doğumundaki çatışmasının tanıklık ettiği gibi bazı bilim-
sel ya da başka konularda tamamen gerekçeli bir fikir birliği bile bütünüyle yanlış ön-
cüllere dayandırılmış olabilir. Konsensüse dayalı doğruluk ve bilgi kuramı bile, böyle
bir onayın varlığının (ya da yokluğunun), örneğin ahlaki, ekonomik ya da dini değil,
hukuki olgularda haklı olarak hedef alınabilmesi için hukuki anlamlandırma konusunun
ve gerektirdiği kurumsal ya da toplumsal öncüllerin bazı ontik kavramlarını zorunlu
kılmaktadır. Konsensüse dayalı doğruluk ve bilgi kuramı, hukuki anlamlandırmanın
nesnelerini kendi başına sağlayamaz, ancak önceden belirlenmiş bir dünya kavrayışına
ihtiyaç vardır.
Eşbiçimli kuramdan farklı olarak, hukukun tutarlılık kuramı ve yeni retorik, hâkimin,
Makkonen’in semantik olarak belirsiz ve düzenlenmemiş hukuki karar verme durumla-
rına atıfta bulunarak, açıkça belirlenmiş olanlar dışındaki kuralların yorumlanması ya da
hukuk ilkelerinin tartılması ve dengelenmesi ile karşı karşıya kaldığı hukuki takdir yet-
kisi kullanılan çetin davaları da kapsayabilir. Perelman’ın hukuki argümantasyon kura-
mı, nihayetinde Dworkin’in bütünlük olarak hukuk kuramıyla aynı tür içkin zayıflıktan
etkilenir: Eğer evrensel kitle konuşmacının bir düşünce inşasından başka bir şey değilse,
hukuki anlamlandırma ve yorumlamanın sonucunun geçerli hukuki adalet fikriyle ger-
çekten uyuştuğundan nasıl emin olabiliriz? Dworkin’in kuramında, hayali süper hâkim
Herkül’ün tekbenci hukuki takdir yetkisi dışarıdan hiçbir yolla denetlenemez ve aynı
şey yeni retorik altındaki evrensel kitle için de geçerlidir.
Tutarlılık kuramı, hukukun kurumsal ve toplumsal kaynaklarından türetilen argü-
manlar arasında geçerli olan ilişkilerin altını çizerken, yeni retorik, söz konusu akıl
yürütmenin hedef kitlesinin tepkilerine öncelik vermektedir. Bu iki ölçüt yani hukukun
tutarlılık kuramı altında metinsel tutarlılık ve yeni retorik altında evrensel kitlede yoru-
mun sonucunun onaylanması veya onaylanmaması, birbirlerine destek verebilir. Yasa-
nın belirli bir şekilde okunmasını desteklemek için gösterilen gerekçe, evrensel kitleye
tanınan önem, hukuki bütünlük veya yasanın nasıl anlamlandırılacağı ve yorumlanaca-
ğının referansı olarak kabul edilen başka bir ölçüt hakkında dolaylı bilgi verir.
Yine de hukuki akıl yürütmenin sonucunun otoritesi veya argümantasyon ağırlığı, bu
tür hukuki anlamlandırmada benimsenen analiz çerçevesinin öncüllerinin ağırlığının veya
otoritesinin ötesine genişletilemez. Perelman’ın yeni retoriğindeki evrensel kitlenin öznel
düşünce yapısına ya da Dworkin’in hukuki bütünlük kuramındaki hayali süper yargıç
Herkül’e dayanarak hukukun nasıl anlamlandırılacağına ve yorumlanacağına dair her türlü
tutum, G. E. Moore’un açık soru argümanına karşı her zaman savunmasızdır: “artık hu-
kuki argümantasyondaki adalet ölçütünü şöyle-böyle olarak tanımladığınıza göre, bu
adalet midir?” Ayrıca, hukukun tutarlılık kuramı ve yeni retorik, hukukun toplumdaki
ekonomik sonuçları gibi hukukun dış etkilerini de aynı şekilde açıklayamamaktadır.