Page 177 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 177

162                   8. Hukuki Teamülcülük: Kolektif Yönelimselliğin İfadesi Olarak Hukuk

                            Hem soyut olarak kurumlar anlamında hem de somut olarak kurumlar anlamında ku-
                         rumsal  olgular,  etkisözel  güçle  donatılmış  kurumsal  söz  edimleri  ile  oluşturulabilir,
                         içerik olarak değiştirilebilir ve kaldırılabilir (= Searle’ın 2. maddesi).
                            Searle’ın işaret ettiği gibi açık bir dilsel ifadenin varlığı, kurumsal bir olgunun yara-
                                                                   16
                         tılması için tek, hatta gerekli bir ön koşul değildir. Hukuk bağlamında, hukukun ku-
                         rumsal kaynakları, yasa koyucu, mahkemeler, diğer hukuki makamlar veya özel hukuk
                         işlemleri bağlamında hukuki özneler tarafından ifade edildiği şekilde, bu tür dilsel etki-
                         sözel ifadelerin mantığını takip ederken, örf-âdet hukuku ve mesleki hukuk etiği stan-
                         dartları gibi hukukun toplumsal kaynakları yelpazesinin hukuki dayanağa sahip olmak
                         için bu şekilde ifade edilmesine gerek yoktur. Zımni rıza ise, örf-âdet kökenli kural ve
                         ilkeler  için  gerekli  olacaktır.  Teamüllere  bağlı  bazı  hareketler  bile  hukuki  ve  sosyal
                         etkiler yaratabilir.
                                       17
                            Kurumsal olgular, mantıksal-kavramsal olarak, doğası gereği sosyo-kültürel ve dilsel
                         karakterlerinden dolayı kaba olguların (= Searle’ın 3. maddesi) varlığını varsayar. Ku-
                         rumsal olgular dünyası, kaba olgular dünyası üzerine inşa edilmiş bir tür ontolojik üst
                         katmandır. Kurumsal olgular, Karl Popper’ın Üçüncü Dünyası’nda ya da sosyo-kültürel
                         nesneler  dünyasında,  sırasıyla,  Popper’ın  Birinci Dünyası’nın  ve  İkinci Dünyası’nın
                         fiziksel ve zihinsel görüngülerinden farklılaştırıldığı gibidir.
                            Searle’a göre, kurumsal bir olgu, izole şekilde var olamaz, yalnızca daha büyük bir
                         sistemik bütünün parçası olmak üzere diğer olgularla birlikte var olabilir (= Searle’ın 4.
                         maddesi). Öyle görünüyor ki, bu diğer olguların en azından bir kısmının kurumsal ol-
                         ması  gerekiyor.  Örneğin,  paranın  sosyal  kurumu,  mal  ve  hizmetlerin  parasal  olarak
                         değiş tokuş edilmesi için bir ticaret sistemini ve bu da, bir mülkiyet ve yasal sahiplik
                         sistemi  (veya  daha  doğrusu  kavramını)  gerektirir.  Benzer  şekilde,  kurumsal  bir  olgu
                         olarak evlilik, evli çift arasında karşılıklı birbirini bağlayan bir sözleşme ilişkileri, vaat-
                         ler ve yükümlülükler sistemi anlamına gelir.
                            Searle’ın kurumsal ontolojisi, sosyal süreçlerin ve sosyal eylemlerin önemini vurgu-
                         lamakta ve sosyal şeylerin ve sosyal ürünlerin bu tür sosyal eylemlerin veya süreçlerin
                         sonuçları olarak etkisini ise azaltmaktadır (= Searle’ın 5. maddesi). Bu nedenle, hukuki
                         bağlamda,  öncelik,  yetki veren  normlara  ve  hukuki  yetkinin  ödev  yükleyen  normlar
                         pahasına  kullanılmasına  ve  bunun  sonucunda,  topluluk  üyeleri  tarafından  normlara
                         uyulması  veya  normların  çiğnenmesi  olgusuna  verilir.  Norm  oluşturmanın  ve  genel
                         olarak hukuki yetkinin dinamik unsuru, hukukun statik unsurları pahasına, yani hukuki
                         irade oluşturma eylemlerinin yürürlüğe koyduğu sonuç olarak ortaya çıkan hukuki hak-
                         lar ve görevler pahasına vurgulanmaktadır. Yine de Hans Kelsen’in Pure Theory of Law
                         (Saf Hukuk Kuramı) [Türkçe çevirisi, çev. Ertuğrul Uzun, Nora Kitap Yay. (2016)] adlı
                         eserinde  altını  çizdiği  üzere,  hukuk  sistemine  statik  ve  dinamik  yaklaşımlar,  hukuk
                         analizinde eşit derecede meşru iki bakış açısıdır.


                         16   “...çok büyük bir sayı, hiçbir şekilde [kurumsal olguların] tümü ile olmasa da, açık edimsel ifadeler-
                            le oluşturulabilir.” Searle, The Construction of Social Reality, s. 34.
                         17   Roma  İmparatorluğu’nda,  İmparatorun  başparmağını  kaldırma  veya  indirme  eylemi,  arenadaki
                            mücadeleyi kaybeden bir gladyatörün kaderini belirlemiştir. Böyle bir hareket, açık bir dilsel ifade
                            söz konusu olmayıp, yalnızca bir başparmak hareketi olsa da bir tür kurumsal söz edimleri olarak
                            da kabul edilebilir.
   172   173   174   175   176   177   178   179   180   181   182