Page 178 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 178

8.2 Öz-gönderimsellik Odağında John R. Searle’da Kurumsal Olguların Tanımsal Özellikleri   163

                            Kurumsal olguların doğası  gereği  var olan  dilsel boyutu (=  Searle’ın 6.  maddesi),
                         hukuki kurumlar hakkındaki herhangi bir kavrayışa zahmetsizce dâhil edilir.
                                                                                      18
                            Searle’ın kataloğunda biraz sorunlu olan yalnızca toplumsal kavramların ve kurum-
                         sal olguların (= Searle’ın 1. maddesi) öz-gönderimsel niteliğidir. “Öz-gönderimsellik”
                         ile, örneğin kurumsal bir olgu olarak paranın, banknotlar, madeni paralar veya bunların
                         elektronik karşılıkları  gibi  bazı  nesnelerin  toplumun  üyeleri  tarafından para  olduğuna
                         yaygın olarak inanılması veya para olarak kullanılması ya da para olarak kabul edilmesi
                                                                                               19
                         ile ilgili olarak paylaşılan ortak düşünceye dayandığı olgusuna atıfta bulunmaktadır.
                         1920’lerde Weimar Cumhuriyeti’ndeki hiperenflasyonda olduğu gibi paranın değerine
                         olan ortak inancın radikal bir şekilde azalması, sonuçta tüm para sisteminin çökmesine
                                                                                               20
                         ve banknotların ve madeni paraların kurumsal karakterinin yok olmasına yol açacaktır.
                         Bu hiç şüphesiz doğrudur, ancak şu anda öz-gönderimsellik görüngüsüyle uğraşmadı-
                         ğımızı düşünüyorum. Daha ziyade, konu, para sistemi ve onun özel görünümleri karşı-
                         sında topluluk üyeleri arasındaki karşılıklı beklentiler kümesi olarak daha iyi açıklanabi-
                         lir.
                            Aslında Searle, öz-gönderimsellik terimini, aşağı yukarı, Eerik Lagerspetz’in karşı-
                         lıklı beklentiler terimini ve Govert den Hartogh’un karşılıklı beklentiler ve iş birlikçi
                         eğilimler terimlerini kullandığıyla aynı anlamda kullanıyor gibi görünmektedir.  Arka-
                                                                                         21
                         da David Lewis’in konvansiyonel felsefesi yatmaktadır.
                                                                      22
                            Hans  Kelsen’in  analitik  hukuk  bilgisi  ışığında  değerlendirildiğinde,  öz-
                         gönderimsellik kavramı daha akla yatkın bir uygulama alanı bulacaktır, ancak bu bizi
                         Searle’ın alışılagelmiş felsefi konvansiyonalizmin dışına çıkaracaktır. Kelsen’in modern
                                                                                 23
                         pozitif hukukun kendi kendini oluşturan niteliği hakkında yazdığı gibi :

                         18   Sadece zımni sözleşmesel veya diğer düzenlemeler bunun bir istisnasıdır.
                         19   “Mantıksal  olarak  belirtmek  gerekirse,  “Belirli  bir  madde  türü  olan  x  paradır”  ifadesi,  “x  para
                            olarak kullanılır veya x para olarak kabul edilir ya da x’in para olduğuna inanılır vb.” ifade şeklinin
                            süresiz kapsayıcı ayrıklığı anlamına gelir. Fakat bu durum, bir şey türünün para kavramı altına gir-
                            mesi için tanımı karşılamak üzere, tanımı karşıladığına inanılması ya da bu şekilde kullanılması ve-
                            ya kabul edilmesi gerektiğinden, “para” kelimesinin tam anlamıyla tanımı olan para kavramının öz-
                            gönderimsel olduğu sonucuna ulaştırıyor gibi görünmektedir.” Searle, The Construction of Social
                            Reality, s. 32. (İtalik vurgu sonradan eklenmiştir.) - Karşılaştırma için: Lagerspetz, A Conventiona-
                            list Theory of Institutions, s. 45-51.
                         20   “Eğer herkes onun para olduğuna inanmayı bırakırsa, para olarak işlev görmesi sona erer ve sonun-
                            da da para olmaktan çıkar. (...) Ve para için geçerli olan seçimler, özel mülkler, savaşlar, oylama,
                            vaatler, evlilikler, alım satım, siyasi görevler vb. için de geçerlidir.” Searle, The Construction of
                            Social Reality, s. 32.
                         21   Lagerspetz, A Conventionalist Theory of Institutions; Lagerspetz, The Opposite Mirrors: An Essay
                            on the Conventionalist Theory of Institutions (Karşıt Aynalar: Teamülcü Kurumlar Kuramı Üzerine
                            Bir Deneme); den Hartogh, Mutual Expectations: A Conventionalist Theory of Law.
                         22   Lewis, Convention (Teamül), eserin birçok yerinde.
                         23   Kelsen, Pure Theory of Law (Saf Hukuk Kuramı),  s.  71.  - Karşılaştırma  için:  “Denn  es  ist  eine
                            höchts bedeutsame Eigentümlichkeit des Rechts, daβ es seine eigene Erzeugung und Anwendung
                            regelt. Die Erzeugung der generellen Rechtsnormen, das ist das Verfahren der Gesetzgebung, ist
                            durch die Verfassung geregelt, und formale oder Prozessgesetze regeln die Anwendung der materi-
                            ellen Gesetze durch die Gerichte und Verwaltungsbehörden. Daher die den Rechtsprozess darstel-
                            lenden Akte der Rechtserzeugung und Rechtsanwendung (die, wie wir gesehen werden, selbst auch
   173   174   175   176   177   178   179   180   181   182   183