Page 179 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 179

164                   8. Hukuki Teamülcülük: Kolektif Yönelimselliğin İfadesi Olarak Hukuk

                            Bunun  nedeni,  hukukun  en  önemli  özelliğinin  kendisinin  oluşturulmasını  ve  uygulanmasını
                            kendisinin düzenlemesidir. Genel hukuki normların oluşturulması (mevzuat süreci) anayasa ta-
                            rafından düzenlenir; biçimsel veya usuli yasalar, maddi yasaların mahkemeler ve idari makam-
                            lar tarafından uygulanmasını düzenler. Bu nedenle, hukuki süreci oluşturan hukuku yapma ve
                            hukuku uygulama eylemleri, hukuki biliş tarafından, ancak hukuki normların içeriğini oluştur-
                            dukları  ölçüde  (hukuki  normlar  ile  belirlendikleri)  ölçüde  dikkate  alınır.  Dolayısıyla  dinamik
                            hukuk kuramı aynı zamanda hukuki normlara, yani hukukun oluşturulmasını ve uygulanmasını
                            düzenleyen normlara da yöneliktir.
                         Kelsen’e  göre,  temel  norm  (Grundnorm),  geçerli  hukukun  normlarını  belirlemek  ve
                         bunları toplumdaki din, görgü kuralları veya siyasi ahlak normları şeklindeki hukuk dışı
                                                                                    24
                         herhangi bir şeyden ayırt etmek için gerekli aşkın-mantıksal ön koşuldur.
                            Niklas Luhmann (1927-1998) ve Gunther Teubner, derinlemesine bir şekilde, mo-
                         dern  hukukun  öz-oluşumunu  hukuki  autopoiesis  (kendi  kendini  yaratma)  kavramı  ile
                                        25
                         analiz etmişlerdir.  Autopoietik bir hukuk kuramı, Kelsen’in yasal öz-oluşum kavramı-
                         nı doğrular, ancak temel normu hukuki geçerliliğin nihai zemini olarak kabul etmeyi
                         reddeder. Luhmann ve Teubner göre, modern hukuk, nitelik olarak, gerçekten de öz-
                         gönderimsel, yani kendi kendini yansıtan ve autopoietiktir: hukuk, doğası gereği kendi
                         kendini oluşturan,  kendi kendini tanımlayan,  kendi kendini  düzenleyen,  kendi kendini
                         meşru kılan ve kendi kendini haklı çıkaran bir görüngü olduğundan, hâkim veya başka
                         bir  görevli  üzerinde  normatif  olarak  bağlayıcı  bir  güç  uygular.  Kelsen’in  saf  hukuk
                         kuramı  ile  Luhmann’ın  ve  Teubner’in  autopoietik  hukuk  anlayışını  etkileyen  ikilem,
                         Alman  halk  masalında  Baron  von  Munchhausen’in  karşılaştığı  ikilemdir:  bataklığın
                         derinliklerine düşen von Munchhausen, kendi saçından çekerek kendini sağlam zemine
                         geri  kaldırdı.  Bir  kısır döngü  eleştirisi,  eğer  hukukun  geçerliliği,  o  hukuk  sisteminin
                         kendisinde  bulunan  ölçütlere  atıfta  bulunarak  haklı  görülüyorsa,  hukuki  pozitivizmin
                         tutarlı bir anlatısı ile aynı güce sahiptir.
                            Analitik hukuki pozitivizm altında hukukun nihai geçerlilik zeminini sağlayabile-
                         cek  bir  dışsal  referans  bulunmadığından,  hukukun  nihai  öncüllerinin  analizi  ya  bir


                            Rechtserzeugung ist) für die Rechtserkenntnis nur insofern in Betracht kommen, als sie den Inhalt
                            von  Rechtsnormen  bilden,  durch  Rechtsnormen  bestimmt  sind;  so  daβ  auch  die  dynamische
                            Rechtstheorie auf Rechtsnormen gerichtet is, und zwar auf jene, die die Erzeugung und Anwendung
                            des Rechts regeln.” (“Çünkü hukukun çok önemli bir ayırt edici özelliği, kendi oluşumunu ve uygu-
                            lamasını düzenlemesidir. Genel hukuk normlarının oluşturulması, yani yasama süreci, anayasa tara-
                            fından düzenlenir ve biçimsel veya usule ilişkin yasalar, maddi yasaların mahkemeler ve idari ma-
                            kamlar tarafından uygulanmasını düzenler. Bu nedenle, yasal süreci temsil eden yasa oluşturulması
                            ve uygulaması eylemleri (göreceğimiz gibi kendisi aynı zamanda hukukun tesis edilmesidir), yal-
                            nızca hukuk normların içeriğini oluşturdukları ve hukuk normları tarafından belirlendikleri sürece
                            hukuk bilgisi ile ilgilidir. Normlar böylece dinamik hukuk teorisi aynı zamanda hukuk normlarına,
                            özellikle hukukun oluşumunu ve uygulanmasını düzenleyenlere yöneliktir.”) Kelsen, Reine Rechts-
                            lehre (Saf Hukuk Kuramı) (1960), s. 73.
                         24   Hukuki Stufenbau veya hukukun hiyerarşik yapısı fikri başlangıçta Adolf Julius Merkl tarafından
                            önerilmiş ve daha sonra Kelsen tarafından benimsenmiştir. Karşılaştırma için: Merkl, “Das Recht
                            im Lichte seiner Anwendung”; Merkl, “Das doppelte Rechtsanlitz: Eine Betrachtung aus der Er-
                            kenntnistheorie des Rechtes”; Merkl, “Prolegomena einer Theorie des rechtlichen Stufenbaues”.
                         25   Luhmann, Das Recht der Gesellschaft (Toplumun Hukuku), s. 188 ve devamı; Teubner, Law as an
                            Autopoietic System  (Autopoietik Bir Sistem Olarak Hukuk),  s.  13-46;  Teubner,  “How  the  Law
                            Thinks: Towards a Constructivist Epistemology in Law” (“Kanun Nasıl Düşünür: Hukukta Yapı-
                            landırmacı Bir Epistemolojiye Doğru”), eserin birçok yerinde.
   174   175   176   177   178   179   180   181   182   183   184