Page 209 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 209
194 10. Doğal Hukuk Felsefesi: Toplumsal Adalete ve Toplumdaki Siyasi Ahlaka Tabi Olan Hukuk
cisi, on dokuzuncu yüzyılın sonlarında ve yirminci yüzyılın başlarında Alman Beg-
riffsjurisprudenz, Georg Friedrich Puchta’nın hukuki kavramlar sisteminin soyağacı
(Genealogie der Begriffe) ve hiyerarşik, piramit benzeri yapısı (Begriffspyramide) ba-
kımından savunduğu üzere, hukuki görüngülerin doğal olarak sahip oldukları mantıksal-
kavramsal ve sistemik niteliklerinin altını çizmiştir. İkinci olarak, yirminci yüzyıldaki
hukuki görüngübilimi, hukukun özünü ve doğasını tanımlayan hukuki görüngülerin,
yasa koyucunun veya mahkemenin herhangi bir kurumsal irade oluşumundan bağımsız
olarak, “doğasında var olan nesneye özgü yapılar” (die immanente sachliche
3
Wesensstruktur), gibi, a priori, kendinden aşikâr hukuk ilkelerini de aynı şekilde vur-
gulamaktadır.
Tarihsel olarak, doğal hukuk felsefesi dört aşamaya ayrılabilir:
4
(1) Antik Yunan ve Roma’da klasik doğal hukuk,
(2) Orta Çağ’da skolastik doğal hukuk,
(3) On yedinci ve on sekizinci yüzyıllarda rasyonalist doğal hukuk ve
(4) 1950’lerden beri modern doğal hukuk.
Alternatif olarak, doğal hukuk felsefesi geleneği klasik ve modern olmak üzere iki kate-
goriye ayrılabilir; bu ayrımda, ilki Antik Çağ ve Orta Çağ’ı kapsarken, ikincisi on ye-
dinci yüzyılın ortalarından günümüze kadar olan zamanı kapsar. John Finnis, modern
doğal hukukun doğuşu için, Samuel Pufendorf’un Elementorum Jurisprudentiae Uni-
5
versalis Libri Duo adlı eserinin gün yüzüne çıktığı 1660 yılını göstermektedir.
Tüm pozitif yasaların uyumlu hâle getirilmesi gereken insan topluluğu için ke-
sinlikle doğru bir normatif düzen fikri Antik Yunan’da zaten biliniyordu. Şeylerin
doğal düzeni, Yunan şehir devletinde Aristocu iyi yaşam fikrini ifade ediyordu.
Modern siyaset kuramı için çok önemli olduğunu kanıtlamış olan bir bireyin hakları
ile toplumun bir bütün olarak ortak çıkarları arasındaki çatışma, Aristo’nun zama-
nında bilinmiyordu. Aristo’ya göre insan, doğası gereği iyi ve sağduyulu bir yaşa-
mın ön koşullarının her bir bireyin Yunan şehir devletine karşı sahip olduğu toplum
temelli bir sosyal etik ve ödevlerin erdemleri olarak tanımlandığı sosyal ya da poli-
tik bir hayvan olan zōon polītikon’dur. Sonuç olarak, vatandaşların hayatlarını er-
demli bir şekilde sürdürebilmeleri, yani toplumsal meselelerde aktif rol alabilmeleri
amacıyla bir şehir devletinde toplumsal meselelerin düzenlenmesi yasa koyucunun
göreviydi.
3 Almanca die immanente sachliche Wesensstruktur (des Rechts) ifadesinin yaklaşık bir karşılığı olan
“(hukukun) doğasında var olan nesneye özgü yapılar” terimi, Hans Welzel’in hukuki görüngü bili-
mini ifade eder. Larenz, Methodenlehre der Rechtswissenschaft (Hukukbilim Metodolojisi), s. 111 -
Hukuki görüngübilim ile ilgili olarak, Pallard ve Hudson, “Phenomenology of Law” (“Hukukun
Görüngübilimi”); Minkkinen, Thinking without Desire (Arzusuz Düşünme), “In an Orderly World”
(“Düzenli Bir Dünyada”) (s. 48-65) ve “Right Things to Come” (“Gelecek Doğru Şeyler”) (s. 66-
82) bölümleri.
4 Toplumsal analizin belirgin postmodern öncülleri uyarınca herhangi bir Büyük Hukuk Kuramının
yadsınması nedeniyle postmodern doğal hukuk felsefesi olamaz ve (mutlak) sosyal adalet fikri el-
bette hukukta büyük bir kuramın birincil örneğidir.
5 Finnis, “Natural Law: The Classical Tradition” (“Doğal Hukuk: Klasik Gelenek”), s. 5.