Page 243 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 243

228            11. Radikal Kararcılık: Katı Bir Şekilde Bağlamsal Esasa Göre Toplumsal Adalet

                         felsefi  bir  kasırganın  ortasında,  dayanacak  sağlam  bir  felsefi  zemine  sahip  olmadan
                                     32
                         şaşkına çevirir.  From Apology to Utopia adlı eserin, yalnızca gergin ve nihayetinde
                         inandırıcı olmayan son bölümü olan “Nesnelciliğin Ötesinde”, hiç bitmeyen yapısökü-
                                                                        33
                         mü  ve  yeniden  yapılandırma  çemberinden  kopmaktadır.   Bununla  birlikte,  bu,  The
                         Gentle Civilizer of Nations  adlı  eserin  gerektirdiği  yeniden yapılandırmacı  eleştiriye
                         karşı da savunmasız olduğu kadar söz konusu kitabın diğer bölümlerinin yapısökümcü
                         eleştirisine karşı da savunmasızdır. Yapısöküm mantığından kaçış yoktur.



                         11.5 Radikal Kararcılığın Eleştirel Bir Yorumu

                         11.5 Radikal Kararcılığın Eleştirel Bir Yorumu
                         Tam tanımıyla hukuki kararcılık, hukukun kurumsal ve kurumsal olmayan, ya da top-
                         lumsal, kaynaklarına ulaşacak herhangi bir üst kuramdan ya da üst hukuk anlatısından
                         tamamen kopuktur. Yine de, hukuki argümantasyonda hukukun kurumsal ve toplumsal
                         kaynakları atlandıktan sonra, geriye bu tür bir değerlendirmenin sonucunun hukukiliğini
                         garanti edebilecek hiçbir şey kalmaz. Aleksander Peczenik’in belirttiği gibi, herhangi
                         bir  Batı  hukuk  sisteminde karar vermenin  hukukiliği  ölçütleri, (esas olarak)  hukukun
                                                                34
                         kurumsal kaynakları kavramıyla iç içe geçmiştir :
                            Dahası, hukukun kaynakları “hukuki argümantasyon” kavramıyla ilgilidir. Bir kişi hepsini veya
                            hemen hemen hepsini reddedemez ve hukuki argümantasyona dâhil olmaya devam eder.
                         Dahası,  hukuktaki  aşırı  bağlamcılığın  ya  da  durumculuğun,  sonuçta  sürdürülmesi  o
                         kadar kolay bir duruş olmadığı görülmektedir. Yukarıda, Carl Schmitt’in durumcu sos-
                         yal ve politik düşüncesi, 1930’larda hâlâ daha Nasyonal Sosyalizmin ideolojik ilkelerine
                         bağlılık  göstermiştir.  Thomas  Wilhelmsson’un  bağlamsalcı  olması  beklenen  hukuki
                         düşüncesindeki hukuki sorumluluk ile ilgili küçük ölçekli, iyi anlatıların tercih edilmesi-
                         nin,  İskandinav  refah  devletindeki  insan  hakları  büyük  üst  kuramına  koşullu  olduğu
                         kanıtlanmıştır.  Benzer  şekilde,  Martti  Koskenniemi’nin From Apology to Utopia  adlı
                         eserinin sonunda yer alan hukukçunun uluslararası hukuk alanındaki radikal durumsal
                         etik veya gerçek etik bağlılığı fikri, bağlamsal adalet, metodolojik ve disiplinler arası
                         açıklıklar ile en fazla küçük ölçekli normatifliğin bir kombinasyonuna atıfta bulunarak,
                         metodolojik ayrışımın çözücü güçlerine karşı etkili bir koruma  sağlayamamıştır. Yal-
                         nızca, hukukun herhangi bir üst kuramına ya da üst anlatısına dayanan analizin mümkün
                         olan tüm öncüllerinin atılması koşuluyla, gerçekten durumsal bir hukuk anlayışına ulaşı-
                         labilecektir. Böyle bir argümancı hamlenin bedeli, bu tür öncüller kapsamında varılan
                         kararların hukuki niteliklerinin kaybedilmesi ile ödenir.

                         32   Uluslararası  hukukun  (üst)  anlatısı,  1870-1960 yıllarında  uluslararası  hukukun  “yükselişinden  ve
                            düşüşünden” bahseden The Gentle Civilizer of Nations ve hikâyeyi sonuna kadar ve hatta sonrasını
                            da anlatan From Apology to Utopia adlı eserlerden kronolojik olarak okunursa, şu soru yine de ce-
                            vapsız kalmaktadır: uluslararası hukukun (üst) anlatısı neden en parlak dönemi olan 1870-1960 dö-
                            neminde yapısökümün dokunuşuna karşı bağışık kalmalıdır?
                         33   Durumsallığa başvurmak, Koskenniemi, “Epilogue”, s. 616’da tekrarlanmaktadır.
                         34   “Rättskällorna är dessutom relaterade till begreppet ‘juridisk argumentation’. Det går inte att på en
                            och samma gång förkasta alla eller nästan alla av dem och ändå argumentera juridiskt.” Peczenik,
                            Vad är rätt?, s. 226. (İtalik vurgu orijinal metinden alınmış olup çevirisi bu çalışmanın yazarı tara-
                            fından yapılmıştır.)
   238   239   240   241   242   243   244   245   246   247   248