Page 253 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 253
238 12. Ara
12.3 Senkronik Bir Yaklaşımdan Diyakronik Bir Yaklaşıma:
Hukuki Akıl Yürütmenin İki Ardışık Modeli
12.3 Senkronik Bir Yaklaşımdan Diyakronik Bir Yaklaşıma: Hukuki Akıl Yürütmenin …
Şimdiye kadar, analizin odak noktası, hukuki anlamlandırma ve yorumlama ölçütlerinin
senkronik bir anlatısı üzerineydi. Bununla birlikte, fiilen bir mahkeme ya da başka bir
yetkili tarafından gerçekleştirildiği şekliyle hukuki akıl yürütme, çoğu zaman ardışık bir
örüntü izleyerek, farklı argüman türlerinin birbirini kronolojik bir düzende izleyebileceği
diyakronik bir analiz moduna geçişi haklı çıkarmaktadır. Yakın tarihli literatürde, hukuki
akıl yürütmenin iki ardışık modeli göze çarpmaktadır: Neil MacCormick’in hukuki yo-
rumlamanın uyumu (consistency), tutarlılığı (coherence) ve sonuçları (consequences)
şeklinde üç C’si açısından tanımlanan muhakeme kuramı ve Bielefeld Çevresi tarafından
benimsenen, bu kronolojik sırada kullanılacak dilsel, sistemik, teleolojik-aksiyolojik ve
10
yönelimsel argümanlar açısından tanımlanan hukuki argümantasyon modeli.
Aslında, ardışık modeller hukuki kaynak doktrininde oldukça yaygın bir olgudur.
Aleksander Peczenik’e ve Aulis Aarnio’ya ait, bir hukuki kaynak kategorisinin bir son-
rakine başvurmadan önce tüketilmesi gerektiği, hukukun zorunlu kaynakları, gerekli
kaynakları ve isteğe bağlı kaynakları olmak üzere üç bölümden oluşan model ardışık
bir şekilde okunabilir.
11
Bu nedenle, Kaarle Makkonen’in hukuki takdir yetkisinin, eşbiçimli, semantik olarak
belirsiz ve düzenlenme boşluğu olan davalar bakımından üç hukuki karar verme durumu
kataloğu, hâkimin hukuki yorumlama sürecinin, eldeki iki olgu-dizilimindeki eşbiçimli
bir ilişki arayışıyla başlayacağı anlamına gelecek şekilde diyakronik bir tarzda yorumla-
nabilir. Eşbiçimcilik arayışı başarısız olursa, bu durumda hâkim, dilsel belirsizliğin
varlığı karşısında hukuki semantik metodolojisine başvurmak zorunda kalacaktır. Son
olarak, eğer bu çaba da aynı şekilde sorunu çözemezse, Makkonen’e göre, bu durumda,
eldeki dava üzerinde normatif bir etkiye sahip herhangi bir hukuki kuralın yokluğu
karşısında kıyasa dayalı akıl yürütme benimsenecektir. Wróblewski’nin yargı ideolojile-
rinin üç bölümlü sınıflandırması doğal olarak benzer bir şekilde yorumlanabilir, ancak
ne Makkonen ne de Wróblewski böyle bir yorumu önermektedir.
12.3.1 Neil MacCormick’in Muhakemede Üç C Kuramı: Uyum
(Consistency) ve Tutarlılıktan (Coherence) Hukukun
Sonuçlarına (Consequences)
Ota Weinberger (1919-2009) ve D. Neil MacCormick (1941-2009), hâlen hukuki bağ-
lamda uygulandığı şekliyle, “kelimelerle işlerin nasıl yapılacağına” ilişkin içgörülere
10 Benzer argümantasyon modelleri, elbette Amerikan hukukbilimi literatüründe de bulunabilir. Örne-
ğin, Wilson Huhn’un konuya ilişkin açık anlatımında, Hukuki Argümantasyoun Beş Türü, metin,
amaç, emsal karar, gelenek ve politika olmak üzere beş kategori Amerikan deneyiminin ışığında
analiz edilmektedir. Karşılaştırma için: Huhn, Five Types of Legal Argument (Hukuki Argümantas-
yonun Beş Türü).
11 Karşılaştırma için: Peczenik, On Law and Reason (Hukuk ve Muhakeme Üzerine), s. 319-371;
Aarnio, The Rational as Reasonable (Sağduyu Olarak Rasyonel), s. 89-101.