Page 30 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 30
1.5 Doğruluk Kuramları ve Hukuki Analiz 15
düzeni”ni teşkil eden epistemik ve mantıksal-kavramsal yapıya öncelikli olarak baş-
vurmaksızın, “dışarıdaki” görüngülere dair epistemic (épistémè) kısa yolumuz ya da bir
şekilde ayrıcalıklı bir erişimimiz bulunmamaktadır. Dil ve dünya arasında hâkim olan
ilişki hakkında da güvenilir bir bilgimiz de söz konusu olamaz. Dünyadaki görüngüler
hakkında sahip olabileceğimiz tüm bilgiler, kavramsal dil kategorileri aracılığıyla bize
iletilir. Tekabüliyet doğruluk kuramının savunucuları ne kadar çok isteseler de dil ha-
44
pishanesinden kaçış yoktur .
Wittgenstein’ın Tractatus Logico-Philosophicus adlı çalışmasının katı metodolojik
inancına göre, dilsel bir ifade ile gerçekteki olgular arasında eşbiçimli bir ilişkinin varlı-
ğını veya yokluğunu teyit etmek, anlamlı dilsel kullanım alanının dışına çıkmak ve
söylenemez olanı söylemek zorunda kalmayı gerektirecektir. Bu tür metafizik iddialar,
Wittgenstein ve mantıksal pozitivistlerin de sonrasında farkına varacakları gibi dünya-
daki bazı koşullara karşı resim benzeri bir ilişkiyi sürdürmenin ana ölçütünü karşılaya-
mazdı.
Doğruluğun tanımı tekabüliyet kuramı ile özetlenmiş olsa bile, doğruluk ölçütlerinin
tutarlılık kuramı ile gerekçelendirilen ihtiyaçlara göre ayarlanması gerekebilir. Doğru-
luğun ve bilginin tutarlılık kuramı, dilsel savların birbirlerine karşı sahip oldukları karşı-
45
lıklı destek ilişkilerinin önemine vurgu yapmaktadır. Otto Neurath’ın belirttiği üzere :
Savlar, “deneyimler”le veya dünyayla veyahut başka bir şeyle değil, savlarla karşılaştırılmalı-
dır. Aksine çürütme çabaları, az ya da çok rafine edilmiş bir metafiziğe ait olacağından kabul
edilemez. Her yeni sav, birbiriyle uyumlu hâle getirilmiş olan mevcut savların bütünü ile tezat
oluşturacaktır. Bir sav, bu bütünlüğe dâhil edilebildiğinde “gerçek” olarak adlandırılır.
Alice’s Adventures in Wonderland and Through the Looking-Glass (Alice Harikalar
Diyarında Aynanın İçinden) eserlerindeki çarpık realite veya J. K. Rowling’in Harry
Potter kitaplarındaki fantezi dünyası gibi mükemmel tutarlı masallar ve diğer kurgu
hikâyeleri, doğa bilimlerinden üretilenler gibi tutarsızlığa neden olan tüm iddiaların
etkisi değerlendirme dışı bırakılırsa, en katı metin içi tutarlılık ölçütlerini dahi karşıla-
yabilir. Doğruluk değeri değerlendirilecek olan savların amaçlanan bağlamı, herhangi
bir iddianın doğruluğu veya yanlışlığı üzerinde çok önemli bir etkiye sahiptir:
Rowling’in hayal dünyasındaki Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu’nun taş duvarla-
rında yer alabilecek fizik yasalarını çarpıtan “quidditch” oyunu ve diğer tuhaflıklarla mı
uğraşıyoruz yoksa yer çekimi ve nedensellik yasalarının görüngüler üzerinde daha den-
geli bir etkiye sahip olduğu, daha yaygın günlük dünyamızla mı uğraşıyoruz?
Doğruluğa pragmatik bir yaklaşım, tamamı geleneksel doğru ve bilgi kuramlarının
bir eleştirisini paylaşan bir dizi felsefi konumu kapsar. Doğruluğun hem tekabüliyet
kuramını hem de tutarlılık kuramını reddeden pragmatistler, doğru bilginin ölçütlerini
bir yandan bilimsel ya da diğer ilgili topluluk tarafından doğru olabilecek düşüncelerin,
44 Karşılaştırma için: Pears, The False Prison. A Study of the Development of Wittgenstein’s Philo-
sophy, Ciltler I-II.
45 Coffa, The Semantic Tradition from Kant to Carnap (Kant’tan Carnap’a Semantik Gelenek), s.
403’te atıf yapılan Neurath, “Soziologie im Physikalismus”, (italik yazılanlar Neurath’a ait). Karşı-
laştırma için: Neurath, “Protocol Sentences”, s. 201: “Kesin olarak belirlenmiş saf protokol öner-
melerini bilimlerin başlangıç noktası olarak almak mümkün değildir. Tabula rasa (boş levha) diye
bir şey yoktur.” (İtalik yazılar orijinal metindir.)