Page 33 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 33
18 1. Giriş
alanının dışındadır. Çünkü bunlar, meseleyi farklı terimlerle ifade ederek dünyayla ilgili
tüm ampirik önermelerde ya da bir felsefi argümantasyon çizgisinin son noktalarında
gizli bir şekilde önceden varsayılmış (terimin zayıf anlamıyla) bir ön önerme “bilgi”
53
sistemi olan hâkim yaşam biçiminin sabit zeminidir. Georg Henrik von Wright’ın da
belirttiği üzere, doğrunun ya da doğru olmayanın epistemik ve semantik niteliği, insan
54
bilgisinin temelinde yer alan ön koşullara kadar genişletilemez. Bunlar, Wittgenstein’a
göre yaşam biçiminin kabul edilmiş kesinliği ile uyumlu ancak ampirik olarak yanlışla-
55
nabilir herhangi bir veri veya dünya bilgisi ile uyumlu değildir.
Gunnar Berholtz ve Aulis Aarnio’nun Batı hukuk düşüncesindeki neden ve otorite
kavramında ve Jerzy Wróblewski’nin hukuki ve rasyonel yargısal karar verme ideoloji-
56
sinde ortaya konulduğu üzere, hukuki geçerliliğin ve hukuki rasyonelliğin nihai öncül-
leri, söz konusu öncüller uyarınca hukukun ve hukuki bilginin alt yapılarının (bir kısmı)
olarak adlandırılabilir. Onlar da yukarıda Moore ve Wittgenstein’ın örnekleriyle göste-
rildiği üzere benzer şekilde tavizsiz “epistemik olmayan” bir karar verme mantığını
izlemektedirler. Böylece, Kelsen’in saf hukuk kuramındaki aşkın-mantıksal temel norm
(Grundnorm) ve Hart’ın The Concept of Law (Hukuk Kavramı) adlı eserindeki nihai
tanıma kuralı, mevcut iki kavramsal kategoriden biri ya da diğeri yani analitik hukuk
felsefesi öncülleri uyarınca hukuk/olgu veya hukuki geçerlilik/sosyal etkililik altında
sınıflandırılma eylemine karşı direnç gösterir. Sonuç olarak, Batılı yaşam biçimi altın-
daki hukuk bilgisinin nihai öncülleri ya kısır mantıksal döngüselliğe ya da şimdiye
kadarki en yüksek muhakeme öncüllerine doğru hiç bitmeyen bir gerilemeye kurban
gitmeden, bu tür “nihai” ölçütlerin varsayılan varlığına atıfta bulunarak ilk etapta ku-
rulmuş olan norm/olgu ikileşimi altında yer alamazlar.
57
Son olarak, felsefi doğruluk kuramları koleksiyonu, gereksizci doğruluk kuramını
58
kapsar. Doğruluk kuramsal bakış açısına göre “doğrudur” niteliğinin, iddianın doğru-
luk değeri üzerinde aynı önerme içeriğine sahip izlenebilir bir etkisi olmaksızın fazlalık
olduğu iddia edilmektedir. Sonuç olarak, “p” ve “bu p’nin doğru olduğu” şeklindeki iki
iddianın semantik kaplamında ya da “Venüs sabah yıldızıdır” ve “Venüs’ün sabah yıldı-
zı olduğu doğrudur” şeklindeki iki iddianın semantik kaplamında hiçbir fark yoktur. Her
iki iddia da ilk örnekte “bu p” önermesini ve ikinci örnekte “sabah yıldızı” niteliğini
ifade etmektedir. Yine de fazlalık tezi, makul bir şekilde ciddi bir felsefi çıkmaza gir-
meksizin aşağıdaki gibi cümlelere genişletilemez: “Şimdi size söylemek üzere olduğum
53 Karşılaştırma için: Wittgenstein, Philosophical Investigations - Philosophische Untersuchungen,
(Felsefi Soruşturmalar), para. 217 (s. 85/85e), [Türkçe çevirisi, çev. Haluk Barışcan, Metis Kitabe-
vi Yay. (2007)]. “Temellendirmeleri tükettiğimde küreğim kayaya dayanır ve geriye doğru bükülür.
O zaman ben de ‘Ben de bunu yapıyorum işte’ demeye eğilim gösteririm.”
54 von Wright, “Wittgenstein varmuudesta”, s. 19.
55 Wittgenstein, Űber Gewissheit - On Certainty, eserin birçok yerinde.
56 Bergholtz, Ratio et auctoritas. Ett komparativrättsligt bidrag till frågan om domsmotiveringens
betydelse främst i tvistemål; Aarnio, Reason and Authority. A Treatise on the Dynamic Paradigm of
Legal Dogmatics.
57 Hukukun alt yapıları kavramı üzerine, karşılaştırma için: Siltala, A Theory of Precedent, s. 197-
248, 264-267.
58 Walker, “Theories of Truth”, s. 322-325.