Page 72 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 72
3.2 Tutarlılık Kavramının Araştırılması 57
23
kararda, hâkimin takdir yetkisine ilişkin rolünün geçerli anayasa ve bundan sonraki
hukuki gelişmeler ışığında, Avrupa Birliği Antlaşması veya İnsan Hakları ve Temel
Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi gibi uluslararası hukuki sözleş-
meler tarafından uygulananlar dışındaki kısıtlamalardan bağımsız olarak yasa koyucu-
nun sahip olduğu rolle karşılaştırılabileceğini ileri sürmüştür.
Dworkin, bir çetin davaya ilişkin kararda bile serbest bir takdir yetkisi alanı olmadı-
ğını kuvvetle (ve görünüşe göre oldukça ikna edici bir şekilde) savunmuştur. Hâkim,
tamamen serbest ve kısıtsız olmaktan uzak bir biçimde, hukuk camiasında yeterli ku-
rumsal destek ve onay duygusu almaları koşuluyla hukuk ilkeleri ile bağlıdır. Dahası,
Dworkin hukuk ilkelerinin normatif etkisinden dolayı bir dava için genellikle tek bir
doğru cevabın olduğu argümanını ortaya koymuştur. Tek doğru cevap tezine verilen
24
rolün sonraki literatürde çok fazla ağırlık kazandığı görülürken, Dworkin’in işaret ettiği
çekinceler çoğunlukla okurlarının ve eleştirmenlerinin dikkatinden kaçmıştır. Dworkin,
her şeyden önce hukuki bir soruna çoğu zaman, ancak her zaman değil, tek bir doğru
cevap olduğuna dikkat çekmektedir. İkincisi, konuya filozofun bakış açısından değil,
hukukçunun bakış açısından bakılmaktadır. Bütün bunların Dworkin’in argümanının
25
hukuki ve/veya felsefi geçerliliği ile ilgili olarak değerlendirilmesi kolay değildir.
Öyle bile olsa, Dworkin, H. L. A. Hart ile yaşadığı hararetli tartışmada hukuki bir so-
26
runa tek bir doğru cevap fikrini sürekli olarak savunmuştur. Ancak Dworkin, daha
sonraki yazılarında “topluluğun hukuk pratiğinin en iyi inşai yorumuna” atıfta buluna-
27
rak bütünlük olarak hukuk kavramına yaptığı vurgunun ağırlığını değiştirmiştir. Huku-
ki bir soruna tek bir doğru cevap olduğuna dair itiraza konu olan iddia, hukuki tutarlılı-
ğın bu terimlerle analizine alan sağlamıştır. Bütünlük olarak hukuk, “Kurallar Modeli,
23 Bu nedenle, Makkonen’in terminolojisindeki normatif bir boşluk durumu ya da davaya aynı anda
uygulanamayan birbirleriyle çelişen iki veya daha fazla hukuki kuralın olduğu bir durum ile uğraşı-
yoruz.
24 Karşılaştırma için: örneğin, her ikisi de Taking Rights Seriously adlı çalışmasında yeniden basılan
“Hard Cases” ve Can Rights Be Controversial? (“Haklar Tartışmalı Olabilir Mi?”); A Matter of
Principle (Bir İlke Meselesi) çalışmasındaki “Is There Really No Right Answer in Hard Cases?”
(“Çetin Davalarda Gerçekten Doğru Bir Cevap Yok Mu?”) ve Taking Rights Seriously çalışmasının
1978 yılındaki genişletilmiş ikinci baskısında yer alan “Appendix: A Reply to Critics” (“Ek: Eleş-
tirmenlere Bir Cevap”).
25 Dworkin, “Pragmatism, Right Answers, and True Banality” (“Pragmatizm, Doğru Cevaplar ve
Gerçek Sıradanlık”), s. 365. Yazar burada, tek doğru cevap tezinin pragmatik, metafizik karşıtı ni-
teliğinin altını çizmektedir: “Çetin davalarda doğru cevaplarla ilgili tezim, dediğim gibi çok zayıf
ve sağduyulu bir hukuki iddiadır. Bu, uzak, dışsal, felsefi olduğu varsayılan bir düzeyde değil, hu-
kuki uygulama içinde ileri sürülmüş bir iddiadır. Hukukçuların bunu söyleyebileceği olağan anla-
mıyla, bazı çetin davalar hakkında, doğru yorumlanan yasanın davacı (veya davalı) lehine olduğunu
söylemenin yasal veya doğru ya da kesin olup olmadığını soruyorum. Buna cevap veriyorum, evet,
bu tür bazı ifadeler bazı çetin davalar hakkında yasal veya doğru ya da kesindir.” - Benzer şekilde,
“Can Rights Be Controversial?”, s. 279’da: “Benim argümanlarım, hukukun ve politik ahlakın
karmaşık sorularına genellikle tek bir doğru cevabın olduğunu varsayar.” (İtalik vurgu sonradan ek-
lenmiştir.)
26 Bkz. örneğin, Dworkin, Taking Rights Seriously, s. 331-338 (“Munzer and No Right Answer”).
27 “Bütünlük olarak hukuk düşüncesine göre, hukukun önermeleri, toplumun hukuki pratiğinin en iyi
inşai yorumunu sağlayan adalet, hakkaniyet ve usule uygunluk ilkelerinde rol alırlarsa veya bunları
takip ederlerse doğrudur.” Dworkin, Law’s Empire, s. 225.