Page 74 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 74

3.2 Tutarlılık Kavramının Araştırılması                              59

                            kin’in terminolojisindeki “soyağacı testi”nin geçilmesini sağlayan tekil yargı karar-
                            larına değil, bu ilkelerin hukuki kaynak materyalden elde edebilecekleri kurumsal
                            desteğe ve hukuk camiasında sahip oldukları onay duygusuna dayanmaktadır ;
                                                                                          30
                         (b) normatif mantık:  hukuki  ilkeler, ya hep ya hiç veya  ya öyle/ya da böyle  şeklinde
                            uygulanan hukuk kurallarının aksine az ya da çok tarzında uygulanmaktadır ;
                                                                                         31
                         (c) değer-yüklülük: hukuki ilkeler, hukuk kurallarından farklı olarak hukuk camiasında
                            kendilerine atfedilen bir uygunluk duygusunu ifade eden ağırlık veya önem boyutuna
                            sahiptir ;
                                  32
                         (d) zorlayıcı güç: hukuki ilkelerin bağlayıcı etkisi, hukuki kurallarınkinden daha zayıf-
                            tır, çünkü ilki, davada belirli bir sonucu belirleyemez ve “bir hukuki kararı, belli bir
                            yönde veya başka bir yönde yönlendirme” dışında başka bir şey değildir ; ve
                                                                                      33


                         30   “Yine de bir ilkeyi hukuki bir ilke haline getirmek için ağırlığını belirli bir büyüklük sırasına göre
                            belirlemek bir yana ne kadar ve ne tür bir kurumsal desteğin gerekli olduğunu test edecek herhangi
                            bir formül geliştiremedik. Kurumsal sorumluluk, yasal yorumlama, çeşitli türden emsal kararların
                            ikna edici gücü, bunların hepsinin çağdaş ahlaki uygulamalarla ilişkisi ve bu tür diğer standartlar
                            yığını hakkında bir dizi değişen, gelişen ve etkileşime giren standartlarla boğuşarak belirli bir ilkeyi
                            savunuyoruz. Bunların hepsini, karmaşık bile olsa tek bir ‘kural’ hâlinde bir araya getiremedik ve
                            eğer bunu yapabilseydik, sonucun ‘önerilen bir kuralın, bir kural olduğuna dair sonuca ulaştıran
                            olumlu bir gösterge olarak kabul edilen bazı özellik veya özelliklere sahip olduğunu’ belirten ol-
                            dukça sabit bir ana kuralın resmi olan Hart’ın bir tanıma kuralının resmi ile çok az ilişkisi olurdu...”
                            Dworkin, Taking Rights Seriously, s. 40-41. (İtalik vurgu sonradan eklenmiştir.) - “Ancak bu soya-
                            ğacı testi [yani Hart’a göre bir tanıma kuralı] Riggs ve Henningsen ilkeleri için işe yaramayacaktır.
                            Bunların hukuk ilkeleri olarak kökeni, bazı yasama organlarının veya mahkemelerin belirli bir kara-
                            rında değil, zaman içinde meslekte ve kamuoyunda geliştirilen uygunluk duygusunda yatmaktadır.
                            Güçlerinin  devam  etmesi,  bu  uygunluk  duygusunun  sürdürülmesine  bağlıdır.”  Dworkin,  Taking
                            Rights Seriously, s. 40: (Riggs ve Henningsen ifadeleri haricinde italik vurgu sonradan eklenmiştir.)
                         31   “Hukuk ilkeleri ve hukuk kuralları arasındaki fark mantıksal bir ayrımdır. Her iki standartlar seti de
                            belirli koşullar altında hukuki zorunlulukla ilgili belirli bir karara işaret eder, ancak verdikleri yö-
                            nün karakterinde farklılık gösterirler. Kurallar ya hep ya hiç tarzında uygulanabilir. Bir kuralın ön-
                            gördüğü  olgular  verilirse  bu  durumda  ya  kural  geçerlidir  ve  bu  durumda  verdiği  cevabın  kabul
                            edilmesi gerekir ya da değildir ve bu durumda ise karara hiçbir katkısı olmaz. (...) Ancak bu, alıntı-
                            lardaki örnek ilkelerin işleyiş şekli değildir. Kurallara en çok benzeyen ilkeler bile, sağlanan koşul-
                            lar yerine getirildiğinde otomatik olarak takip eden hukuki sonuçları ortaya koymazlar.” Dworkin,
                            Taking Rights Seriously, s. 24, 25. (İtalik vurgu sonradan eklenmiştir.)
                         32   “İlkelerin, kuralların sahip olmadığı bir boyutu vardır - ağırlık veya önem boyutu. (...) [bir ilkenin]
                            ne kadar önemli veya ne kadar ağırlıklı olduğunu sormak anlamlıdır.” Dworkin, Taking Rights Se-
                            riously, s. 26, 27. (İtalik vurgu sonradan eklenmiştir.)
                         33   Sadece  kurallar,  her  ne  olursa  olsun  sonuçları  belirler.  Aksi  bir  sonuca  ulaşıldığında,  kural  terk
                            edilmiş veya değiştirilmiştir. İlkeler bu şekilde işlemez; sonuca ulaştırıcı şekilde olmasa da bir ka-
                            rarı tek yönlü olarak yönlendirirler ve üstün gelmediklerinde zarar görmeksizin varlıklarını sürdü-
                            rürler. Dworkin, Taking Rights Seriously, s. 35: - Karşılaştırma için: “Aksine, [hukuki bir ilke], bel-
                            li bir yönde argüman ileri süren, ancak belirli bir karar vermeyi zorunlu kılmayan bir neden belirtir.
                            (...) Belirli bir ilkenin hukukumuzun bir ilkesi olduğunu söylediğimizde kastedilen tek şey, ilkenin
                            yetkililer tarafından, eğer uygunsa, bir yöne ya da diğerine meylettiren bir husus olarak dikkate
                            alınması gereken bir ilke olduğudur.” Dworkin, Taking Rights Seriously, s. 26: (İtalik vurgu sonra-
                            dan eklenmiştir.) - Bununla birlikte, Dworkin’in Riggs v. Palmer adlı klasik örneğinde, hiç kimse-
                            nin kendi yanlışından yararlanamayacağına yönelik hukuki ilkelerin, ölen kişinin son iradesine say-
                            gı duyulmasını gerektiren mükemmel şekilde geçerli hukuki kurala üstün tutulmasına izin verilmiş-
                            tir.
   69   70   71   72   73   74   75   76   77   78   79