Page 73 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 73
58 3. Tutarlılık Hukuk Kuramı: Hukukun Kurumsal ve Toplumsal Kaynaklarından Elde Edilen …
I”de savunulan önceki hukuki ilkeler fikrinden daha büyük ölçüde hukukun içkin siste-
matikliğini gerektirir. Dworkin, bu makalede hukuki ilkelerin hâkimin takdir yetkisi
üzerinde yalnızca zayıf bir zorunlu güce sahip olduğunun altını çizmiştir :
28
Sadece kurallar, her ne olursa olsun sonuçları belirler. Aksi bir sonuca ulaşıldığında, kural terk
edilmiş veya değiştirilmiştir. İlkeler bu şekilde işlemez, sonuca ulaştırıcı şekilde olmasa da bir
kararı tek yönlü olarak yönlendirirler ve üstün gelmediklerinde zarar görmeksizin varlıklarını
sürdürürler.
Yine de Dworkin’in hukuk ilkelerinin sonuca ulaştırıcı olmayan niteliğine ilişkin iddia-
sı, aynı makalede, birkaç sayfa öncesinde Riggs v. Palmer [115 N.Y. 506; 22 N. E. 188
(1889)] hakkında yorum yaparken savunduğu düşünce ile tam bir çelişki içerisindedir.
Bu makalede, örneğin, “hiç kimsenin kendi sahtekârlığından kâr elde etmesine, kendi
yanlışından yararlanmasına veya kendi haksızlığından dolayı herhangi bir hak iddia
etmesine veya kendi suçundan mal varlığı edinmesine izin verilmeyecektir” ilkesi gibi
Anglo-Sakson hukuk sisteminin genel, temel ilkeleri artık mahkeme tarafından, ölmüş
kişinin usulüne uygun olarak belgelenmiş son iradesinin ölümü sonrasında olduğu şe-
kilde uygulanması anlamına gelecek şekilde, (o tarihte) yürürlükte olan geçerli hukuk
29
kuralının geçersiz kılınması etkisini doğuracak şekilde uygulanmıştır. Dworkin’in açık
iddiasının aksine, Riggs v. Palmer davasında Anglo-Sakson hukuk sisteminin genel,
temel ilkelerinin güçlü bir zorlayıcı gücü vardı. Aslında, aksine yasal kuraldan daha
güçlü bir normatif etkiye sahiplerdi. “Zorlayıcı güç” terimi, bir hukuk normunun veya
argümanının, hâkimin veya başka bir görevlinin hukuki takdir yetkisi üzerinde uygula-
dığı normatif etkiyi ifade eder.
Bir hukuk sistemi, hukuk normlarından oluşur. Bir hukuk normu, iki olgu bağlamının
yani soyut olarak tanımlanan bazı durumlar anlamında bir hukuki olgu-durumunun ve
deontik işlemci tarafından birbiri ile ilişkili şekilde bu olgulara bağlı bir dizi hukuki
sonucun birleşimidir. Deontik işlemci, olgu-hukuki sonuçlar ilişkisine hukuken bağlayı-
cı bir nitelik kazandırmakta olup, bunun anlamı, hukuk normunda belirtilen hukuki
sonuçların, hukuk normunun olgu tanımında yer alan olguların mevcut olması duru-
munda, hâkim veya başka bir hukuk yetkilisi tarafından uygulanması gerektiğidir. Ro-
nald Dworkin’in analizi izlendiğinde, hukuk normları iki tür olabilir: hukuk kuralları
veya hukuki ilkeler.
Hukuki ilkeler, çeşitli bakımlardan hukuk kurallarından farklıdır. Dworkin, Taking
Rights Seriously (Hakları Ciddiye Almak) adlı çalışmasında hukuki ilkeleri aşağıdaki
türden ölçütlerle tasvir etmektedir:
(a) hukukun geçerliliği ve tanınması: hukuki ilkelerin bir hâkimin takdir yetkisi üzerin-
deki normatif etkisi, mevzuattaki biçimsel olarak geldikleri kaynağa ya da Dwor-
28 Dworkin, The Model of Rules, I, s. 35. (İtalik vurgu sonradan eklenmiştir.) - Karşılaştırma için:
ayrıca Dworkin, The Model of Rules, I, s. 26: “Belirli bir ilkenin hukukumuzun bir ilkesi olduğunu
söylediğimizde kastedilen tek şey, ilkenin, yetkililer tarafından, eğer uygunsa, bir yöne ya da diğe-
rine meylettiren bir husus olarak dikkate alınması gereken bir ilke olduğudur.”
29 Dworkin, Taking Rights Seriously, s: 23, [Türkçe çevirisi, çev. Ahmet Ulvi Türkbağ, Dost Kitabevi
Yay. (2007)]: “... tüm kanunların yanı sıra tüm sözleşmeler, işleyişlerinde ve etkilerinde, Anglo-
Sakson hukuk sisteminin genel, temel özdeyişleri ile kontrol edilebilirler. Hiç kimsenin kendi sah-
tekârlığından kâr elde etmesine, kendi yanlışından yararlanmasına veya kendi suçundan dolayı her-
hangi bir hak iddia etmesine veya kendi suçundan mal varlığı edinmesine izin verilmeyecektir.