Page 81 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 81
66 3. Tutarlılık Hukuk Kuramı: Hukukun Kurumsal ve Toplumsal Kaynaklarından Elde Edilen …
Sonuç olarak, hiçbir tekil ampirik karşı kanıt ögesi bilimsel bir kuramı geçersiz kılamaz
veya onu yanlışlayamaz çünkü bilimsel bir kuram, içinde yeterince derin ayarlamalar
yaparak her zaman “kurtarılabilir”. Dahası bilimsel açıklama, her türlü belirli ampirik
kanıtlar grubu bakımından sonuca ulaştırıcı olmayan bütüncül bir olgudur.
Duhem-Quine Tezinin doğru konumu, sayesinde ampirik bulguların açıklanacağı ve
gelecekteki oluşların tahmin edileceği ampirik gözlemler ile bir bilimsel kuram arasında
geçerli olan ilişkiyi ele aldığı için bilim felsefesindedir. Yine de Duhem-Quine Tezi,
hukukun belirli bir olgu-dizilimi karşısında nasıl anlamlandırılacağına ve yorumlanaca-
ğına dair bir hukuki iddia ile söz konusu hukuki analiz çerçevesinde tanımlandığı şekliy-
le ilgili iddiaların arkasında yer alan kurucu ön koşullar arasındaki ilişkiye kıyasen
genişletilebilir. Bununla birlikte, Duhem-Quine Tezinin başlangıçtaki bilimsel bağlamı
akılda tutulmalıdır. Duhem-Quine Tezinin bir sonucu olarak, hukuki anlamlandırmanın
ve yorumlamanın herhangi bir sonucu ilk bakışta ne kadar mantıksız görünse de benim-
senen hukuki analiz çerçevesinde yeterince radikal değişiklikler yapılırsa her zaman
eleştiriden “kurtarılabilir”. Bilimsel bir kuramda veya hukuki analiz çerçevesinde bu tür
değişiklikler yapıldıktan sonra, kuram ya da analiz elbette artık söz konusu değişiklik-
lerden önceki hâli ile aynı değildir.
Son olarak, Duhem-Quine Tezinin Ronald Dworkin’in hukuki bütünlük olarak hukuki
tutarlılık kuramı ve tek bir doğru cevap fikri ile eğer bunlardan ilki kıyas yoluyla hukuk ve
hukuki analiz alanına bu tür tutarlılıkçı terimler altında genişletilmişse nasıl bir ilişkisi
vardır? Dworkin’in “toplumlarının siyasi yapısının ve hukuk doktrininin en iyi inşai yo-
52
rumu” fikri Duhem-Quine Tezinin bilimsel ve felsefi hamlesinden kurtulabilir mi? Eğer
durumun bundan ibaret olduğu anlaşılırsa Dworkin’in Hâkim Herkül’ü destekleyici ku-
sursuz bir hukuki nedenler ağı sağlandıktan sonra herhangi bir hukuki sonucu savunabilir-
di. Yoksa, Duhem ve Quine tarafından sunulan eleştiriye herhangi bir bilimsel kuram ya
da hukuk kuramının - tanımları gereği - eksik belirlenmiş oldukları ve bir dereceye kadar
tüm karşı kanıtların (bilimde) ve karşı argümanların (hukukta) gücüne karşı bağışık olduk-
ları anlamına gelecek şekilde boyun eğmeli miyiz? Eğer durumun bundan ibaret olduğu
anlaşılırsa herhangi bir hukuki sonuç benimsenen hukuki analiz çerçevesinde yeterince
radikal düzenlemeler yapılarak savunulabilir. Her iki alternatif de yani Dworkin’in hukuki
bütünlük fikri ve Quine’in herhangi bir bilimsel kuramın bütüncül ve eksik belirlenmiş
karakteri tezi aynı anda sürdürülemez ya da öyle görünmektedir.
Duhem-Quine Tezi, Dworkin’in hukuki bir soruna tek doğru cevap konusundaki tutar-
lılıkla uyumlu tutumuna karşı çıkmaktadır. Bu ikisi arasındaki çatışma, Dworkin’in huku-
ki bir soruna verilecek tek bir doğru cevap olduğuna ilişkin ilk tezinden vazgeçilmediği
sürece hukuk alanında aynı düzeye getirilemez. Dworkin, daha sonraki yazılarında her ne
kadar konuya yönelik tutumu biraz kararsız kalmışsa da, aslında tek doğru cevap doktrini-
nin öncüllerini yumuşatmıştır. Öte yandan, Duhem-Quine Tezi herhangi bir bilimsel
53
52 “Bütünlük olarak hukuk düşüncesine göre, hukukun önermeleri, toplumun hukuki pratiğinin en iyi
inşai yorumunu sağlayan adalet, hakkaniyet ve usule uygunluk ilkelerinde rol alırlarsa veya bunları
takip ederlerse doğrudur.” Dworkin, Law’s Empire, s. 255. (İtalik vurgu sonradan eklenmiştir.)
53 Karşılaştırma için: Dworkin, Justice in Robes, s. 41: “Çetin davada doğru cevaplarla ilgili tezim,
dediğim gibi çok zayıf ve sağduyulu bir hukuki iddiadır. Bu, uzak, dışsal, felsefi olduğu varsayılan
bir düzeyde değil, hukuki uygulama içinde ileri sürülmüş bir iddiadır. Hukukçuların bunu söyleye-