Page 219 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 219
200 5. Yürürlükteki Hukuk Nedir?
hukuka ait olması, onu tanımı gereği diğer ilk bakışta ahlaki nedenlerle geçersiz kılması
kolay olan anlamlı bir ilk bakışta ahlaki nedene dönüştürecektir. Nazi “kanunlarının”
bir hukuk sistemi olduğu bütünüyle inkâr edilmediği sürece durum böyledir. Bu elbette
ahlaki nedenlerle inkâr edilebilir ancak ahlaka aykırılığın, özel hukuk vb. teknik hü-
kümleri de dâhil olmak üzere, sistematik olarak tüm sistemin temelinde yatması gerek-
lidir. Tek bir ahlaka aykırı hüküm veya sistemin sistematik olarak ahlaka aykırı tek bir
dalı yeterli değildir; aşağıya bakınız.
Ancak kanuna uyma ahlaki yükümlülüğü vb. yalnızca ilk bakışa dayalı bir yükümlü-
lüktür. Buradan, karşılık gelen her yönüyle düşünülmüş ahlaki yükümlülük vb. hakkın-
daki bir sonuca varmak için atılacak adım, hukukun söz konusu kaynağının ve diğer
hususların tartılması ve dengelenmesi eylemini ifade eden en az bir ek öncülü gerektirir.
Böylece toplum, hukuk düzeni kurumunu getirerek, tartma ve dengeleme gerekliliğini
kısıtlayabilir, ancak tamamen ortadan kaldıramaz.
5.4.2 Hukuk ve İlk Bakışta Ahlaki Normlar Arasındaki İlişkinin
Gerekçelendirilmesi. Kişinin Neden Kanuna Uyması Gereklidir?
A. Kanuna Uyma Genel İlk Bakışa Dayalı Ahlaki Yükümlülüğünü Destekleyen
Bazı Nedenler
Hukuk ile ilk bakışta ahlaki yükümlülükler, talepler vb. arasındaki bu ilişkilere gerekçe
olarak aşağıdakiler önerilebilir.
1. Ahlaki muhakeme, duygulara ve iradeye nihai bağımlılığının bir sonucu olarak,
nispeten değişkendir.
Elbette bir yanda ahlaki ifadeler ile diğer yanda ahlaki olarak ilgili olgusal gerçekler
ya da başka bir anlatımla, gerekli kılan, iyi kılan ve hakka yol açan olgusal gerçekler
hakkındaki çeşitli kuramsal ifadeler arasındaki bağlantılar, ahlaki muhakemenin keyfi-
liğini sınırlamaktadır. Dolayısıyla yerleşik ahlaki dilde, bazı iyi kılan olgusal gerçekler
hakkındaki kuramsal bir ifade, belirli bir kişinin, eylemin, olayın, nesnenin vb. ilk ba-
kıştanın zayıf anlamıyla “ilk bakışta” iyi olduğunu belirten bir değer ifadesine (ve dola-
yısıyla bir ilkeye) işaret eder. Bu, dil açısından, bu tür olgusal gerçekler ahlaki nedenler
olarak önermenin doğal olduğu anlamına gelir. Bu tür olgusal gerçekler hakkında ku-
ramsal bir açıklama, bir kişinin, nesnenin vb. güçlü anlamıyla ilk bakışta iyi olduğunu
ifade etmenin makul olduğuna işaret eder. Başka bir deyişle, kültürümüz, kişiyi, ilgili
hususların ahlaki olarak tartılması ve dengelenmesinde bu olgusal gerçekleri dikkate
almaya zorlar. Sonuç olarak, bu olgusal gerçekler, her yönüyle düşünüldüğünde iyi
olduğu sonucuna varmak için (yetersiz ama anlamlı) gerekçeler olarak sunulabilir. Ay-
rıca bu değer ifadesi bir eylem nedeni olduğundan, “iyi kılan” olgusal gerçekler hakkın-
daki kuramsal ifadeler de (dolaylı) eylem nedenleridir. Bu nedenle iyi bir eylemin vb.
çeşitli tanımlarını veya en azından ölçütlerini formüle eden veya bunlara işaret eden bir
dizi ahlaki kuram kabul edilebilir.
Yine de ahlaki ifadeler ile gerekli kılan, iyi kılan, talebe yol açan ve diğer ahlaki ola-
rak ilgili olgusal gerçekler arasındaki bağlantılar, ahlaki muhakemenin keyfiliğini ta-
mamen ortadan kaldırmaz. Ahlaki olarak ilgili olgusal gerçekler, her yönüyle düşünül-