Page 220 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 220
5.4 Hukuk ve Ahlak Hakkında Daha Fazla Bilgi 201
müş olanlara değil, yalnızca ilk bakışa dayalı yükümlülüklere, yetkinliklere vb. işaret
eder. Her yönüyle düşünülmüş olana doğru atılacak adım, tartma ve dengelemeyi içerir.
Başka bir deyişle, ahlak her şeyden önce birbirine karşı tartılması ve dengelenmesi
gereken ilkelerden oluşur. Dolayısıyla birbiriyle uyumlu olmayan ahlaki ifadeler, aynı
anda hem ahlaki ilkelerin hem de ahlaki olarak ilgili olgusal gerçeklerin desteğine sahip
olabilir. Farklı kişiler, bir yandan hangi ilkelerin ve olgusal gerçeklerin değerlendirilen
ahlaki soruyla ilgili olduğu konusunda hemfikir olabilirken, diğer yandan bunların tar-
tılması ve dengelenmesi konusunda anlaşamayabilirler.
Hukuk ise daha değişmezdir. Yasa koyucu, bir dizi ahlaki olarak ilgili olgusal gerçe-
ğin ve ahlaki ilkenin ağırlığını karşılaştırır ve böylece kişiye ne yapması gerektiğini
söyleyen, az ya da çok kesin kurallar yaratır. Bireysel davaları karara bağlayan mahke-
meler, genel hukuki normları destekleyen nispeten kesin öncüller yaratır. Ayrıca gele-
neksel hukuk yöntemi (hukuk paradigması) hukuki muhakemeye kısıtlamalar getirir.
Özellikle, yasaların, emsal kararların vb. nasıl yorumlanacağını söyleyen, hukukun
kaynaklarının ve bazı geleneksel muhakeme normlarının otoritesine ilişkin bazı temel
varsayımları içerir; karşılaştırma için: yukarıdaki bölüm 3.3.3.
Diğer koşullar aynı kalmak üzere, yukarıda bölüm 3.1.1’de belirtildiği gibi değiş-
mezlik, kanunu ahlaktan daha az keyfi hâle getirir Elbette, adil olmayan ancak katı bir
kanun hem son derece keyfi hem de son derece değişmez olabilir. Ancak hukukun de-
ğişmezliği ve hukuki kararların öngörülebilirliği ahlaki bir değere sahiptir. Eğer belirli
bir durumda hukuki muhakemenin sonucu diğer ahlaki değerler açısından daha kötü
değilse, o zaman, her yönüyle düşünüldüğünde, tamamen ahlaki bir muhakemenin so-
nucundan daha az keyfi olacaktır.
Böylelikle kişi, hukuki muhakeme çerçevesinde, pratik sonuçlarını destekleyen daha
kapsamlı bir dizi öncüle erişim kazanır. Rutin davalarda değil, yalnızca zor olarak ad-
landırılan davalarda böyle bir yerleşik hukuki öncül dizisi, özgürce oluşturulmuş bir
norm ifadesi veya değer ifadesi ile tamamlanmalıdır. Yalnızca zor davalarda, belirli bir
hukuki kuralın geçerli olup olmadığını kesin olarak belirtmek amacıyla bir tartma eyle-
mi gerçekleştirmek için böyle bir özgür eylem gereklidir.
2. Dolayısıyla artık hukuki bir düzene, başka bir deyişle yüksek son derece değişmez
ve kamusal olan normatif bir sisteme sahip olmayan modern bir toplumda, ahlaki
açıdan sakıncalı bir kaos ortaya çıkacaktır. Yukarıda belirtildiği gibi böyle bir sis-
tem, diğerlerinin yanı sıra aşağıdaki özelliklere sahiptir: (a) daha üst düzeydeki
normların alt düzeydeki normların nasıl oluşturulacağına karar verdiği birkaç sevi-
yeden oluşur; (b) eksiksiz olduğunu, egemen olduğunu ve zor kullanma tekeline sa-
hip olduğunu iddia eder ve (c) büyük ölçüde insanlar buna itaat ederler ve yetkililer
tarafından uygulanır. Dolayısıyla ayrı bireyleri her durumda kendi ahlaki yargılarına
güvenmeye zorlamaktansa, bazı durumlarda ahlaki olarak yanlış kararlara yol açan
hukuki bir düzenin bulunduğu bir topluma sahip olmak ahlaki açıdan daha iyidir.
3. Yine de daha güçlü nedenler, kişinin demokratik bir toplumda kanunlara uyma yü-
kümlülüğünü destekler. Demokratik olarak oluşturulmuş kanunların yetkisi, diğerle-
rinin yanı sıra, çoğunluk ilkesiyle desteklenir. Çoğunluk ilkesi, insan tercihlerinin
yaklaşık olarak hesaba katılmasıdır ve kendisi de ahlaki açıdan iyi fikrinin bir yak-
laştırmasıdır; karşılaştırma için: yukarıdaki bölüm 1.4.2.