Page 226 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 226
5.4 Hukuk ve Ahlak Hakkında Daha Fazla Bilgi 207
Dolayısıyla her yönüyle düşünülmüş hukuk, başka bir deyişle en ideal şekilde yorumla-
nan hukuk, her yönüyle düşünülmüş ahlakın bir parçasıdır.
Elbette aşağıdaki argümanla, bu sonuca varılmasından kaçınmaya çalışmak müm-
kündür. Hem her yönüyle düşünülmüş hukuki hem de ahlaki yükümlülükler, özgürlük-
ler, talepler vb., (yasayı dikkate almayan) ahlak 1’in toplumsal olarak yerleşik hukuka
karşı tartılması ve dengelenmesiyle belirlenir, ancak bu tartmanın sonucu yine de ahlak
2 içerisinde, hukuk içerisinde olduğundan farklıdır. Bu ikiliğin nedeni, yasama ve yar-
gının toplumsal pratiğinin bu iki sistem içinde sahip olduğu farklı ağırlıklar olabilir.
Şöyle bir şey söyleyebiliriz: Yahudileri haksız bir şekilde ötekileştiren bir Nazi hükmü-
nün ahlaki hususlara karşı tartılması, bu hükmün ahlak 2’den tamamen atılmasına yol
açacak, ancak hukukun kendi içinde sadece kısıtlayıcı bir yoruma yol açacaktır. Bunun-
la birlikte, böyle bir ayrım, Nazi hukukunu uygulayan veya yorumlayan herhangi bir
kişi için ahlaki bir açmaz yaratacaktır. Bu kişi nasıl davranmalıdır? Eğer her yönüyle
düşünülmüş kanun ve ahlak 2 farklı şeyse hangisine uyması gereklidir? Böyle bir ikilik,
amacı çözümsüz çıkmazlar yaratmak olmayıp karar vermeyi kolaylaştırmak olan huku-
kun bu amacı ile çelişir. Öte yandan içerme tezi, bu konuya gayet iyi uymaktadır. Nazi
hükmü, ilk bakışta ahlaki bir nedendir. Diğer ilk bakışta ahlaki nedenlere karşı tartılma-
sı, kısıtlayıcı olarak yorumlanmasına veya tamamen ortadan kaldırılmasına yol açabilir.
Birinci durumda, hükmün ahlaki ve makul bir yorumu vardır ve yorum, her yönüyle
düşünülmüş bir ahlaki ve hukuki norm oluşturur. İkinci durumda, böyle bir yorumu
yoktur. Bu durumda her yönüyle düşünülmüş ahlaki norm, hükmün hiç mevcut olmadı-
ğı durumundaki ile aynı olacaktır. Ayrıca bu içeriğin her yönüyle düşünülmüş hiçbir
ahlaki normu olmayacaktır.
Elbette bu içeriğin kesin bir hukuki normu dile getirilebilir. Böylece kişi, bu normu
hukuki anlamda kesin olarak bağlayıcı kabul ettiğini ve bunu tartışmaya hazır olmadı-
ğını ilan edebilir. Ancak böyle bir norm, doğru olmayacaktır. Muhakemeye değil haksız
bir siyasi iktidar eylemine dayanacaktır.
Bununla birlikte, her yönüyle düşünülmüş hukukun her yönüyle düşünülmüş ahlaka
dâhil edilmesi, aşağıdaki nedenlerden dolayı, bir kimlik sorunu oluşturmaz:
1. Bir kişi belirli bir içerikle ilgili olarak her yönüyle düşünülmüş hukuki bir yükümlü-
lük, özgürlük, talep vb.ne sahip değilse, yine de aynı içerikle ilgili her yönüyle düşü-
nülmüş ahlaki bir yükümlülük, özgürlük, talep vb.ne sahip olabilir.
2. Bir kişi belirli bir içerikle ilgili olarak her yönüyle düşünülmüş hukuki bir yükümlülük,
özgürlük, talep vb.ne ve sonuç olarak aynı içerikle ilgili her yönüyle düşünülmüş ahla-
ki bir yükümlülük, talep vb.ne sahipse, kimlik yalnızca içeriği ilgilendirmekte, bunu
desteklemek için ileri sürülmesi gereken nedenleri ilgilendirmemektedir. Böylece aynı
içerik, hukuki muhakeme içerisinde hukuki bir destek, ahlaki bir muhakeme içerisinde
ise farklı bir destek alır. İkincisi tamamsa, ilkini içermelidir. Öte yandan açık bir huku-
ki argümantasyonda, bazı ahlaki nedenler göz ardı edilebilir. Argümantasyon en ideal
şekliyle olsa bile bu durum geçerlidir. En ideal şekildeki bir hukuki argümantasyon,
ahlaki olarak ilgili tüm nedenlerin açık bir şekilde desteklenmesini gerektirmez, ancak
kesinlikle hepsinin örtülü bir şekilde desteklenmesini gerektirir.
3. Aarnio’nun yaklaşımı takip edilerek, bir sonucu destekleyen hukuki öncüllerin ge-
nellikle hukuki olmayanlardan daha kesin, özlü ve formüle edilmesinin daha kolay