Page 227 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 227

208                                               5. Yürürlükteki Hukuk Nedir?

                            olduğu gerçeği de vurgulanabilir. Örneğin mahkemenin gayrimenkul satışına ilişkin
                            sözlü sözleşmeleri dikkate almamak için her yönüyle düşünülmüş bir yükümlülüğü
                            olduğunu varsayalım. Elbette bu yükümlülüğün temel hukuki nedeni, yasanın bu tür
                            sözleşmelerin yazılı şekilde yapılmasını mecburi kılmasıdır. Şimdi, kişi, bu yüküm-
                            lülüğü somut ahlaki nedenlerle destekleyebilir. Ancak böyle bir ahlaki yükümlülüğü
                            yasadan bağımsız olarak gerekçelendirmek için bir bütün olarak topluma dair geniş
                            bir bakış açısı benimsenmesi ve dolayısıyla bu tür sözlü sözleşmelerin tanınmasın-
                            dan vb. kaynaklandığı iddia edilen, gayrimenkul mülkiyeti ile ilgili belirsizliğin ah-
                            laka aykırı sonuçları üzerinde düşünülmesi gereklidir. Bu tür maddi hususların hu-
                            kuki muhakemede dikkate alınması da uygun olabilir, ancak en ideal hukuki gerek-
                            çelendirme dahi özgür ahlaki gerekçeler olarak bunlardan çok sayıda içermemelidir.
                            Bu ayrım, hukukta açıkça sağlanan nedenlerin ahlaki gerekçelendirmede açıkça sağ-
                         lanan  nedenlerle  aynı  olmadığı  şeklindeki  önemsiz  tezden  çok  daha  derindir.  Açıkça
                         sağlanan nedenler, bir ahlaki ve hukuki muhakeme için alakasız olabilir ve sadece hu-
                         kukçular tarafından kullanılan söylemsel tekniklerin sosyolojik bir incelemesiyle alakalı
                         olabilir. Ancak ayrım başka bir şeyle, şöyle ki, hukuki olarak adlandırılan özel gerekçe-
                         lendirme biçiminde sunulması gereken nedenlerle ilgilidir. Buradaki arka plan varsayı-
                         mı, pratik gerekçelendirme türlerinin çokluğudur. Hukuki gerekçelendirme, ahlaki ge-
                         rekçelendirmenin  özel  bir  durumudur.  Bu  ilişki,  genel  sağduyulu  bilişsel  kaygılar  ve
                         uzmanlaşmış  bir  bilim  arasındaki  ilişki  ile  paraleldir.  Her  bilim,  yalnızca  daha  geniş
                         kapsamlı bir düşünme biçimi çerçevesinde gerekçelendirilebilen ilk varsayımlarda bu-
                         lunur.  Uzmanlaşmış  bilimlerin  ve  söylemlerin  gerekçelendirici  gücüne  ilişkin  temel
                         soru, belki de en zor felsefi sorunu teşkil etmektedir ve ne yazık ki hâlâ çözülememiştir.



                         5.4.6  Yorumlanan Hukuktaki Boşluklar. Hukuki Yorumlama ve
                                Ahlaki Eleştiri


                         Toplumsal  olarak  yerleşik  (ilk  bakışta)  hukuk,  ilk  bakışta  ahlaki  nedenleri  oluşturur.
                         Kişi, yerleşik hukuka uymak için ilk bakışa dayalı bir yükümlülüğe sahiptir. Ancak bir
                         sınır vardır. Bu ilk bakışa dayalı yükümlülük, diğer ahlaki ilk bakışa dayalı nedenlere
                         karşı tartılmalıdır. Kişi, adil olmayan bir hukuki norma uymak için her yönüyle düşü-
                         nülmüş bir yükümlülüğe sahip değildir.
                            Adaletsiz bir kanun sadece totaliter bir devlette değil, aynı zamanda demokratik bir devlette de
                            yasalaştırılmış olabilir. Demokratik yasama süreci hataya düşebilir. Kanun her zaman çoğunlu-
                            ğun görüşünü yansıtmaz. Ayrıca anlık olarak çoğunluğun görüşünü yansıtan bir kanunun, ço-
                            ğunluğun sorun üzerinde daha dikkatli düşünmesi durumunda, görüşünü değiştirmesi şeklinde
                            ciddi sakıncaları olabilir. Doğru olan, çoğu insanın tesadüfen ne düşündüğü değildir, mantıklı
                            düşünmüş olması hâlinde ne düşüneceğidir (karşılaştırma için: ör. Tranöy 1985, 385 ve deva-
                            mı).
                              Bu hukuk, ahlak ve rasyonellik anlayışı, bireyin hukuka karşı eleştirel bir tutum benimseme-
                            si gerektiğine işaret eder. Belirli bir kararı, bir dizi hukuki normu veya bir bütün olarak hukuk
                            sistemini eleştirebilir.
                            Böyle bir eleştiri, hukuki muhakeme [olan hukuk (de lege lata)] çerçevesinde veya
                         bunun dışında gerçekleştirilebilir ve böylece “hukuki-siyasi” [olması gereken hukuk (de
                         lege ferenda)] olarak adlandırılan bakış açısı benimsenebilir. Olan hukuk, hâlihazırda
   222   223   224   225   226   227   228   229   230   231   232