Page 228 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 228
5.4 Hukuk ve Ahlak Hakkında Daha Fazla Bilgi 209
bir hukukçunun hukuktaki adaletsizliği azaltmasına imkân tanımaktadır. Dolayısıyla
yerleşik kanunu uygulayan bir kişi, bunun lafzi içeriğini diğer ilk bakışta ahlaki neden-
lere karşı tartabilir. Ancak ahlaka aykırı kanun açık olduğunda hukuku yorumlayan
kişinin yapabileceği pek bir şey yoktur. Tartma, hiçbir sonuca yol açmaz. Bu durumda,
hukuki yorumlamanın iki gerekli koşulunu; 1) toplumsal olarak yerleşik hukuk normla-
rının güçlü bir desteğine sahip olmayı ve 2) ilk bakışta ahlaki normların yeterli desteği-
ne sahip olmayı aynı anda karşılayacak bir norm formüle etmek imkânsızdır. Böyle bir
durumda, her yönüyle düşünülmüş bir hukuki norm mevcut değildir. Yerleşik hukuk
dikkate alınır alınmaz, ahlakın göz ardı edilmesi gerekmektedir (bunun tersi de geçerli-
dir). Her yönüyle düşünülmüş hiçbir hukuki norm, söz konusu toplumsal olarak yerleşik
hukuki norma dayandırılamaz. Sonuç olarak, benimsenen hiçbir kesin hukuki norm
doğru olamaz. Yalnızca toplumsal olarak yerleşik ilk bakışa dayalı hukukta değil (karşı-
laştırma için: yukarıdaki bölüm 1.2.3) aynı zamanda yorumlanmış, her yönüyle düşü-
nülmüş hukukta da bir boşluk vardır.
Öte yandan, herhangi bir kanun “hukuki-siyasi” bir şekilde eleştirilebilir. Ahlaka aykırı
bir hükmün hukuki yorumu imkânsız olabilir, ahlaki eleştirisi ise her zaman mümkündür.
Yine de ikinci durumda dahi, kişinin düşüncesi kısmen bir hukukçununkine benzemelidir.
Dolayısıyla eleştiriyi hem yerleşik (hukuki) otorite dayanaklarıyla hem de ahlaki (somut)
nedenlerle desteklemek gerekir. Fark, ahlaki (somut) nedenlerin göreli ağırlığının, (huku-
ki) otorite dayanaklarından ödün vermek pahasına artmasında yatmaktadır.
5.4.7 Baskıya Direnme Hakkı
Bazı durumlarda, “hukuki-siyasi” eleştiri dahi ahlaki olarak yeterli değildir ve sözlü
olmayan direnişe geçilebilir veya geçilmesi gerekebilir. Böyle bir direnişin aşağıdaki
biçimleri arasında ayrım yapmak istiyorum.
1. Sessiz direniş. Diğerlerinin yanı sıra, hukuk bir bireyin aile hayatı, mülkü vb. dâhil
olmak üzere özel alanını çok derinden etkilediğinde, sessiz direniş pratik olarak etki-
li ve ahlaki olarak kabul edilebilir niteliktedir. Ayrıca gündelik hayattaki binlerce
önemsiz konuyu anlaşılamayan nedenlerle düzenleyen normlara sessizce itaatsizlik
etmek için nedenler bulunabilir. Örneğin bir kişinin ofisinin yakınında yasaya uygun
bir park yeri yoksa, kişi arabayı yakın zamana kadar park yeri olarak kullanılan bü-
yük bir meydana yasa dışı bir şekilde park eder.
Ancak bir birey, kanuna uymanın aleyhindeki ahlaki nedenleri kolaylıkla yanlış de-
ğerlendirebilir. Kişi yalnızca açık bir şekilde hareket ederse, başkalarının kendi görüşle-
rini kabul etmeye hazır olup olmadığını kesin olarak öğrenebilir.
2. Gösteri yoluyla “sivil” itaatsizlik. Bazı durumlarda, gösteri yoluyla toplu (ancak
şiddet içermeyen) itaatsizlik düşünülebilir. Bu türden birçok durumdaki tartışmalı
soru, örneğin çevre, ekonomi, vergiler, savaş vb. siyasi konularla ilgilidir. Bu şekil-
de, örneğin Mohandas Gandhi, Hindistan’daki İngiliz tuz tekeline karşı direnişi ör-
gütlemiştir. Örneğin askere alınanlar haksız bir savaştan kaçabilirler. Mükellefler
vergi formlarını iade edebilirler. Seçmenler, demokratik olmayan genel seçimleri
boykot edebilirler vb. (karşılaştırma için: Bay tarafından alıntılanan örnekler, 1968,
45 ve devamı).