Page 84 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 84

2.4 Tartma ve Dengeleme                                              65

                         deki  çıkarı,  yabancı  devralanın/alacaklının  iştiraki  olmayan  mülkün  İsveç’e  taşınmış
                         olması  nedeniyle  hakkını kaybetme  riskini  almama  çıkarıyla  rekabet  etmektedir. Öne
                         sürülen nedenler  birbiriyle  tartılmalı  ve  daha  sonra uluslararası  ticaretin  gelişmesi  ve
                         çeşitli ülkeler arasında giderek daha yoğun hâle gelen ticari iş birliği dikkate alınmalı-
                         dır.” Yargıtay el koyma kararını bozmuştur.
                            Gerekçe, diğerlerinin yanı sıra, aşağıdaki ilkelerin tartılması ve dengelenmesi eyle-
                         minden  oluşuyordu.  (1)  Yabancı  devralanın/alacaklının  katılımı  olmaksızın  İsveç’e
                         taşınmış bir mülk üzerinde yurt dışında edinilmiş bir hak, geçerliliği İsveç hukuk siste-
                         minin karmaşıklığında nispeten büyük bir artışa neden olacaksa, İsveç’te (ilk bakışta)
                         geçerli  olmamalıdır.  (2)  Yabancı  devralanın/alacaklının  katılımı  olmaksızın  İsveç’e
                         taşınmış bir mülk üzerinde yurt dışında edinilmiş bir hak, geçerliliği yabancı alacaklının
                         hukuki  güvenliğinde  nispeten  büyük  bir  artışa  neden  olacaksa  İsveç’te  (ilk  bakışta)
                         geçerli olmalıdır. Eldeki davada Mahkeme, bu iki ilkeyi tartmış ve dengelemiştir. Başka
                         bir deyişle, mahkeme Alman hukuku uyarınca yapılan teminat transferinin İsveç’teki bu
                         tür davalarda tanınması gerektiği sonucuna varan bir muhakeme yapmıştır. Çünkü bu
                         tanıma, yabancı alacaklının hukuki güvenliğini göreli olarak büyük ölçüde artıracak ve
                         İsveç hukuk sisteminin karmaşıklığını yalnızca göreli olarak küçük ölçüde azaltacaktır.
                         Bu  şekilde  ilkelerin  tartılmasını  destekleyen  nedenlerden  biri,  Almanya’daki  teminat
                         transferinin İsveç’te tanınmasının farklı ülkeler arasındaki uluslararası ticaretin ve ticari
                         iş  birliğinin gelişimini  teşvik  edeceği  teziydi.  Diğer nedenleri  ortaya koymak  zordur,
                         ancak Mahkeme İsveç’teki çağdaş hukuk kültürünü veya teknik olarak konuşmak gere-
                         kirse,  hukuk  paradigmasını  karakterize  eden  hukuk  kaynakları  ve  hukuk  yöntemiyle
                         ilgili varsayımları şüphesiz dikkate almıştır (bkz. aşağıdaki bölüm 3.3.3).
                            Özetle, karar uluslararası ticaret ve ticari iş birliğinin önemli olduğunu iddia eden
                         ifadelerin yanı sıra, bu paradigmayı karakterize eden bazı varsayılan öncülleri içeren bir
                         dizi ifadeden türetilebilir. Ancak İsveç hukukunun yurt dışında edinilen hakları nasıl ele
                         alacağına karar veren tek etken uluslararası ticaret olmamalıdır. Örneğin yabancı ala-
                         caklının adil muamele görme talebi, devletler arası ilişkilerde mütekabiliyet ilkesi vb.
                         diğer ilke ve değerleri de dikkate almak gerekir.
                            Bu hususların çoğu kademelendirilebilir ve daha sonra karşılıklı olarak tartılabilir.
                         Bir  tartma eylemi,  aynı  muhakeme  zincirine  dâhil olan  diğer  tüm  tartma  eylemlerine
                         bağlıdır. Örneğin yabancı alacaklının hukuki güvenliğinin İsveç hukuk sisteminin basit-
                         liğine karşı tartılması, İsveç hukuk sisteminin basitliğinin uluslararası ticaret ve ticari iş
                         birliğine karşı tartılmasına bağlıdır. Yahut özgürlüğün eşitliğe karşı tartılması, eşitliğin
                         kültürel  ilerlemeye  karşı  tartılmasına  bağlı  olabilir.  Sonuç  olarak,  birçok  bileşenden
                         oluşan bir ilişki vardır. Her tartma durumu böyle bir ilişki ile karakterize edilir.
                            Her yönüyle düşünülmüş tipik bir ahlaki ifade bireysel bir durumla ilgilidir: kesin
                         olarak belirlenmiş bir kişi kesin olarak belirlenmiş bir eylemi (H) gerçekleştirmelidir
                         veya  kesin  olarak  belirlenmiş  bir  nesne  iyidir,  vb.  Burada  kesinlik,  bu  durumun  tüm
                         koşulların, tüm bağlamının dikkate alınması anlamına gelir.
                            Şimdi iki görüş arasında bir seçim yapılabilir.
                         1.  Her  durumun  ahlaki  olarak  benzersiz  olduğu,  başka  hiçbir  durumda  bulunmayan,
                            ilgili en az bir ahlaki koşulu içerdiği varsayılabilir. Böylelikle her ahlaki tartma du-
                            rumu  “bağlamsal”  (karşılaştırma  için:  Rentto  1988,  64  ve  devamı)  yani  benzersiz
   79   80   81   82   83   84   85   86   87   88   89