Page 180 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 180
HUKUKİ ARGÜMANTASYON TEORİSİ
dirilmesi, sosyal bilimlere özgü olan kanunilik hakkında kapsamlı bir bil-
giyi gerektirir. Bu bilgi de kültürü anlamlandırmadan ve kültür eleştiri-
488
sinden sonraki üçüncü bir adımın, yani kültür reformunun görevidir.
Kültür reformunun hedefi “bir eylemi us ilkesine ve ahlak ilkesine göre
489
mümkün kılmaktır.”
Bu kaba taslak bile olgusal ve eleştirel oluşum teorisinin zengin bir
düşünce içerdiğini göstermektedir. Bu teorinin Bir normun doğuşuna işa-
ret etmek suretiyle (de) eleştirilebilmesi oldukça makul görünür. Burada
iki durum özellikle ilgi çekicidir.
İlk durum, daha önceki zamanlarda oldukça ussal olan bir normun,
490
fiili koşulların değişmesiyle birlikte anlamını yitirmesidir. Değişen ko-
şullar altında bile bir norma bağlı kalmak isteyen bir kişiye, koşullardaki
her değişiklikle birlikte bu normun yeniden müzakere edilebileceği ya da
bu normun bugün artık geçerli olmayabileceği gösterilebilir. Kural olarak
ikincisi, ilgili kişinin bu normu yetiştirilirken öğrenmemiş olduğu ve bu
normun günümüzde artık savunulamayacağı anlamına gelecektir. Bu, bu
normu destekleyecek yeni bir nedenin bulunamaması halinde, normun
aleyhinde olan güçlü bir argüman olarak ileri sürülebilir.
İkinci durumda, ussal koşullar altında ortaya çıkmamış, asli bir mü-
zakerede kabul edilmemiş olan bir normun söz konusu olmasıdır. Yine,
bir kişinin, bir normun yanlış olabileceği aklına bile gelmeyecek ve bu
normu tutarlı bir şekilde uygulamaya, o normun sonuçlarını göze almaya
ve diğer inançlarını onunla uzlaştırmaya hazır olacak kadar bu norm an-
lamında başarılı bir şekilde eğitildiği düşünülebilir. Elbette koşullar öyle
değişmiş olabilir ki, bu arada ussal olmayan bir şekilde ortaya çıkan
böyle bir normun varlığı için iyi nedenler de ileri sürülebilir. Ancak du-
rum böyle değilse, ussal olmayan bir ortaya çıkışa dayanmak bu norma
karşı güçlü bir argüman olacaktır.
488 Bu konuda bkz. P. Lorenzen / O. Schwemmer, a.g.e., S. 213 vd.
489 P. Lorenzen / O. Schwemmer, a.g.e., S. 193 vd.
490 Bkz. Ch. L. Stevenson, Ethics and Language, S. 123 vd.
178