Page 192 - Microsoft Word - Lot3_GerekcelerinYazilmasiHakimlerIcinElKitabi_Matbaa
P. 192

HUKUKİ ARGÜMANTASYON TEORİSİ

                            Böylece, Perelman’ın “evrensel oditoryum” ifadesinin en az iki an-
                        lam bileşeni içerdiği görülebilir: (1) Bireylerin veya bir toplumun mü-
                        kemmel bir oditoryum olarak hayal ettiği oditoryum ve (2) argümantas-
                        yon yapanlar olarak tüm insanların genel toplamı. Her iki tespitin bir-
                        biriyle uyumlu olması mümkün görünmemektedir. Bir kişi, evrensel
                        oditoryuma argümantasyon yapanlar olarak tüm insanlara hitap ederken
                        kendisinin bu insanlara ilişkin kavrayışı onun mevcut görüşleriyle şe-
                        killenir. Bu, her şeyden önce, bir konuşmacının oditoryuma monolog
                                                                  535
                        şeklinde hitap ettiği durumlarda geçerlidir.  Argümanların karşılıklı
                        olarak etkileşime girmesiyle birlikte mevcut görüşler ağırlıklarını yiti-
                        recektir. Bu görüşlerin kendisi söylemin konusu haline gelecektir. Ev-
                        rensel oditoryumun ikinci anlam bileşeni belirleyicidir. Bu yüzden ön
                        planda olmalıdır. Geniş bir şekilde formüle edilmiş olan bu türden bir
                        kavramın, bir değerlendirme standardı olarak argümanlara ne ölçüde
                        hizmet edebileceği bu noktada özellikle önemlidir.


                            5.   İnandırmak ve İkna etmek

                            Evrensel oditoryum kavramı ile bağlantılı iki önemli ayrım daha
                        vardır: inandırma (persuader) ile ikna etme (convaincre) arasındaki ay-
                        rım, yani etkili (efficace) bir argüman ile geçerli (valable) bir argüman
                        arasındaki ayrım. Sadece belirli bir oditoryumun rızasını arayan kişi,
                        inandırmaya; evrensel oditoryumun rızasını arayan kişi ise ikna etmeye





                        535  Perelman’ın ifadelerinin birçoğu, evrensel oditoryum önünde yapılan tartışmala-
                            rın her zaman monolojik olduğuna yaklaşır. Mesela o, “dinleyicileri ikna etmeye
                            çalışan bir konuşmacının retorik perspektifi ile [...] muhalifinin tezlerini eleştiren
                            ve kendi tezlerini temellendiren kişinin diyalektik perspektifi” arasında ayrım
                            yapar (Ch.  Perelman, Rhetoric and Philosophy, S.  23).  Evrensel oditoryum
                            önündeki argümantasyon buna göre retorik perspektife ait ve dolayısıyla tek ta-
                            raflı gibi görünür. Oysa Perelman bunun böyle olmadığını açıkça vurgular: “Hiç
                            kimse retorik söylemin tek taraflı olduğunu iddia etme hakkına sahip değildir.”
                            (Reply to Mr. Zaner, in: Philosophy and Rhetoric, 1 [1968], S. 170). Evrensel
                            oditoryum önündeki argümantasyon bu sebeple az önce bahsedilen diyalektik
                            perspektifi içerir.


                        190
   187   188   189   190   191   192   193   194   195   196   197